Dava konusu ana taşınmazda kat irtifakının kurulmuş olduğu, su sızıntısı nedeniyle sigortalı konutun hasar gördüğü anlaşıldığından, söz konusu uyuşmazlık niteliği itibariyle Kat Mülkiyeti Yasası'ndan kaynaklandığından, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının Ek-1. maddesine göre, bu Yasanın uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlığın sulh hukuk mahkemelerinde çözümlenmesi gerekeceği-
Çekişme konusu 118 ada 15 parsel sayılı taşınmazın mülkiyet bilgilerini gösterir çap (tapu) kaydının merciinden getirtilmesi, ondan sonra mahallinde yeniden üç kişilik uzman bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak dava konusu taşınmaza ve yola mevcut müdahalenin hangi davalı tarafından yapıldığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, bilirkişiden uygulamayı gösterir, denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği bakımından bir karar verilmesi herbir davalının elattığı bölümün değeri üzerinden tespit edilecek yargılama giderinden sorumlu tutulması; HMK'nun 124. maddesinin uygulanması için koşulların oluşmadığı gözetilerek dahili davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamanın yargılama ilişkisini katı bir forma bağlayacağı ve"usul ekonomisi ilkesi" ile bağdaşmayacağı-
Husumetin doğru tarafa yöneltilmesi için davacıya mehil verilerek, İçişleri Bakanlığına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip davaya iştiraki sağlanarak, bu davalının göstereceği deliller de gözetilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün tüzel kişiliğe haiz olmaması nedeniyle davada taraf olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın gösterileceği-
Temsilcide yanılma durumunda, mahkemece bir ara kararı ile durum belirtilip, davacı tarafa somut olaya göre Sağlık Bakanlığı'nı temsilci olarak göstermek üzere dava dilekçesini düzeltmesi ve tebliğ ettirmesi için mehil verilmesi, usuli hata düzeltildikten sonra davaya devam edilmesi gerekeceği-
İşe iade davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli (usûlî) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği- İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece, davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiği- Mahkemece davalı Bakanlık ile taşeron şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaya dayanıp dayanmadığı incelenerek, muvazalı olmadığının tesbiti halinde, son altişverenin fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle işçi sayısı, (işyerinde, konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde hesaba katılarak, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısının bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirleneceği gözetilerek, belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınarak) şüpheye yer bırakmayacak şekilde re'sen araştırılarak tesbit edilmeden karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
İşe iade davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli (usûlî) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği- İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece, davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde davanın usulden reddedilmesi gerektiği-
Paydaşlardan birinin ortaklığın giderilmesi davasının açılmasından önce öldüğü durumda, taraf teşkilinin sağlanmamış olacağı ve mirasçı varsa davaya dahil edilmek suretiyle davanın yürütülmesi gerekeceği- Ortaklığın giderilmesi davasının açılmasından önce ölen bir kimse hakkında ilanen tebligat yapılıp karar verilmesinin kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve yargılanmanın yenilenmesine karar verilmesi gerektiği-
Kurulan geçit hakkının TMK.'nın 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerekeceği- Taşınmazın genel yola cephesinin bulunmaması nedeni ile mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu, geçit kurulması önerilen seçeneğin etraflıca değerlendirilerek zemindeki eğimin derecesi ölçülmesi, ayrıca iki taşınmaz arasındaki yolun genişliği ölçülüp krokide gösterilmesi ve bilirkişi raporu ve eki krokide (C) harfi ile gösterilen gösterilen güzargahtan geçit kurulup kurulamayacağının araştırılıp değerlendirilmesi gerekeceği-