Çekişmeli taşınmazın şirket tarafından kullanıldığı, davacının taşınmazı kullanan kişi aleyhine her zaman dava açabileceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptal ve tescil istekli davaların kayıt maliki aleyhine açılması gerekeceği-
Temsilde yanılma hallerinde davanın husumetten red edilmeyeceği, gerçek hasma yöneltileceği, gerçek hasmın vekili duruşmaya gelmişse davanın onun aleyhine açıldığının kabulü gerekeceği, her ne kadar dava baş hekimlik adına açılmış ise de davayı Kamu Hastaneleri Kurumu vekili tarafından cevap verilip davada bu vekil tarafından takip edildiğinden temsilcilikte yanılma kamu hastaneleri vekilinin duruşmaya girmesi ile giderildiğinden işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Kadastro tespit tutanağına itiraz davasının Hazineye ve lehlerine zilyetlik şerhi verilenlere yöneltilmesi gerekirken, Kadastro müdürlüğüne yöneltildiği, bu temsilcide yanılma halinin mahkemece re'sen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasma yöneltilebilmesi için davacı yana olanak sağlanması gerektiği-
Taşınmazı ipotekle yükümlü olarak alan kişinin takibe dahil edilmesi için ayrıca bir takip yaptıktan sonra takip dosyalarının birleştirilmesine gerek bulunmadığı-
Karşı tarafın izni olmaksızın taraf değişikliğinin geçerli olabilmesi için, davacının tarafı yanlış göstermesinin maddi bir hatadan kaynaklandığını veya dürüstlük kuralına aykırı olmadığını ortaya koyması gerektiği-
Takip kesinleşmiş ve aciz halinin varlığı sabit iken mahkemece, "ikinci hacizden vazgeçilmiş olması" hatalı değerlendirilerek tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Tapu kayıtlarından dava konusu taşınmazın yargılama sırasında davalı tarafından dava dışı bir kişiye satıldığı anlaşıldığından, anılan şahsın davaya dahili sağlanarak ve İİK'nun 283. maddesine göre bedele dönüşüp dönüşmeyeceği tartışılarak oluşacak sonca göre karar verilmesi gerektiği- Yanlış kişi davalı üçüncü kişi gösterilerek açılan tasarrufun iptali davasında hasımda yanılma olduğu açık olduğundan, HMK. mad. 124/4. gereğince tasarrufa konu şirket hissesini satına alan kişiye  davalı üçüncü kişinin, İİK. mad. 283 gereğince de dördüncü kişinin davaya dahili ile taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
İşe iade davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli (usûlî) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği- İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece, davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiği- Taraf teşkili sağlandıktan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması sebebi ile feshin geçersizliğine yönelik kararın gerçek işveren hakkında kurulması; geçersiz veya muvazaaya dayalı ilişkinin diğer tarafı hakkında davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi, HMK. mad. 327/2 uyarınca davanın sıfat yokluğu sebebi ile hakkındaki davanın reddine karar verilen taraf lehine vekâlet ücretine takdir edilmemesi gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesini temlik alan davacının satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmadığından, davalının ölü olduğunu bilmemesinin kabul edilebilir bir hataya dayandığı, davalının mirasçılarına dava dilekçesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanması gerektiği-
Maddi hatanın düzeltilmesi davanın tarafının değişmesine yol açacaksa bu yola başvurulamayacağı, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olup (HMK. m. 124/1) karşı tarafın açık rızası olmaksızın görülmekte olan davanın tarafının değiştirilmesi mümkün olmadığı, bununla birlikte, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi söz konusu ise, bu halde karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından bu düzeltme yapılabileceği (HMK. m. 124/3), dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, bu halde de hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilecek ve gerekli değişikliği yapabileceği-