Davacının ....... TL alacağın davalıdan tahsili istemiyle açtığı davanın, “tahsil amaçlı belirsiz alacak davası” olmayıp, niteliği itibariyle “kısmi eda külli tespit amaçlı” bir dava olduğu, bu dava türünde, talep belirlemeye yönelik “artırım/tamamlama” şeklinde usuli bir işlemin söz konusu olmadığı, davacının “artırım dilekçesi” adı altında verdiği dilekçenin hukuki niteliği itibari ile ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu-
Davacı dava dilekçesinde 100.000 TL.lik cezai şartın 20.000 TL.lik kısmına ilişkin dava açmış, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olmaması nedeniyle harcın ikmali için davacıya kesin süre verilmiş, davacı da kesin süre içerisinde harcı tamamlamış olduğundan, cezai şart isteminin 100.000 TL olduğu gözetilerek incelemenin buna göre yapılması gerektiği-
Aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan Sigorta şirketi tarafından düzenlenen aktüeryal raporuna göre davacının maluliyet tazminatının hesaplandığı ve bu doğrultuda sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapıldığı ve yapılan ödeme sonucunda davacı ile Sigorta şirketi arasında sulh protokolü imzalandığı anlaşılmakla, davacının iddia ettiği (trafik kazasından kaynaklanan) maddi zararın miktarı belirli olmasına rağmen, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, dava konusu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği-
İşçinin aynı asıl işverene ait işyerinde aralıksız şekilde birden çok alt işveren nezdinde çalışması durumunda davanın ihbarı ayrıca önem kazandığı- Sadece asıl işverene karşı açılan davada, davalı, davacı işçinin çalıştığı alt işverenlere ihbarını istemiş olup, davacıya bir ödeme yapılıp yapılmadığı ve yıllık ücretli izin hakkının kullandırılıp kullandırılmadığının tespiti bakımından alt işverenlere davanın ihbarı ve özlük dosyalarının temini önem arz ettiğinden, davalının açık talebine rağmen bu talep hakkında eksik işlem yapılarak hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması ve alt işveren tarafından mahkemeye sunulan özlük dosyası da değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece dava konusu olayla ilgili eksik inceleme sonucu hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Dava dilekçesi ve ekindeki ihtarnamelerden davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının davacı tarafça bilinmekte olduğu anlaşıldığından davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı; davanın reddi gerektiği-
Davalılar arasındaki hukuki ilişkinin işyeri devri olduğu- Davacının ücreti, hizmet süresi vs. taraflar arasında ihtilaflı olduğundan, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açmasında bir usulsüzlük bulunmadığı- Davacı Mayıs ayı ücretinin yarısının ödenmediğini iddia ederek buna göre talepte bulunduğundan, mahkemece talep aşılarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tenkis isteği-
Davacının hizmet döküm cetvelinde 1013674 sicil numaralı işyerinde çalışması görünmekle birlikte dosya kapsamından bu işyerinin davalı ile ilgisinin saptanamadığı, bizzat davacı asilden ve ayrıca taraf vekillerinden bu işyerindeki çalışmasının tarih aralığı da belirtilerek bu işyerindeki çalışması sorularak, SGK'ndan, davalı Bakanlık'tan, 1013674 sicil numaralı bu işyerinden, gerekirse Ticaret Sicili Müdürlüklerinden, sair alt işverenlerden bu işyerine ilişkin belgeler, hizmet alım sözleşmeleri, bu işyerine dair SGK belgeleri ve durumu aydınlatacağı düşünülen belgeler celbedilerek, bu işyerinin davalılar ile ilgisi tespit edilip davacının kabul edilen hizmet süresine bu işyerinde geçen çalışma döneminin eklenip eklenmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekeceği- Davacının kabul edilen hizmet süresi içinde hizmet dökümünde işten çıkış ve işe giriş tarihleri arasında hiç bir yerde çalışması görünmeyen boşluklar ve çıkış-giriş işlemi olmaksızın değişik kodlarla eksik prim gün bildirimleri davacı asil duruşmaya bizzat celbedilerek bizzat davacı asilden ve ayrıca taraf vekillerinden sorularak, gerekir ise SGK'ndan, alt işverenlerden ve davalı Bakanlık'tan hizmet alım sözleşmeleri, davacının eksik prim günü bildirimlerine ilişkin belgeler, ücretsiz izin belgeleri, puantajlar ve sair durumu aydınlatabileceği düşünülen belgeler celbedilerek , belirtilen bu boşluk dönemleri ile eksik prim günlerinin davacının hizmet süresine dahil edilip edilmeyeceği değerlendirilerek talebe konu alacak kalemleri bakımından sonuca gidilmesi gerekeceği- Mahkeme hükmünde uygulanan faiz bakımından, dava kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası şeklinde açıldığından, zamanaşımı alacak miktarlarının tamamı için dava tarihinde kesilmiş ise de faiz açısından, kıdem tazminatı hariç diğer talepler bakımından, dava dilekçesi ile talep edilen miktarlara dava tarihinden, ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarlara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği-
Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarihin bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılması gerekeceği, böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcının, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarih olduğu- Dava belirsiz alacağın bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olarak açılmış olup, bu dava türünde faiz başlangıcı yönünden, kısmi davasında olduğu gibi, kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep artırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep artırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-