Talep, talep türü ve davanın niteliği açıkça anlaşılamıyorsa, talep muğlaksa, HMK 119/2. maddesi gereğince, davacıya bir haftalık kesin süre verilerek talebinin belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunun belirtilmesinin istenmesi- Verilen bu süreden sonra, davacının talebini açıklamasına göre bir yol izlenmeli; eğer talep, davacı tarafından belirsiz alacak davası şeklinde açıklanmış olmakla birlikte, gerçekte belirsiz alacak davası şartlarını taşımıyorsa, hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiği- Açıklamadan sonra talep belirsiz alacak davası şartlarını taşıyorsa, bu davanın sonuçlarına göre, talep kısmi davanın şartlarını taşıyorsa da kısmi davanın sonuçlarına göre dava yürütülerek karar verilmesi gerekeceği-Somut olaya dönüldüğünde; davacı taraf, dava dilekçesinde, davalı bankadan kullandığı kredilere istinaden kendisinden haksız olarak masraflar alındığını, bu masrafların iadesine karar verilmesini talep ettiği-  Davalı bankanın almış olduğu masrafların hesap özetleri ile belirlenebilir nitelikte olduğu- Bu durumda uyuşmazlığın da belirlenebilir nitelikte bulunduğundan dolayı davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olmadığı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
9. HD. 05.06.2018 T. E: 2015/33118, K: 12673-
Kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımının kesileceği, yargılama sırasındaki işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlayacağından yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceği, bu nedenle yargılama sırasında arttırılan taleplere karşı yapılan zamanaşımı def'inin sonuca etkili olmadığı-
Dava belirsiz alacağın bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olup, bu dava türünde faiz başlangıcına ilişkin Dairemiz uygulaması aynen kısmi davada olduğu gibi dava dilekçesi ile istenen miktar bakımından davanın, talep artırımı ile artırılan miktar bakımından ise talep artırım tarihinden itibaren faiz yürütülmesi şeklinde olduğu, açıklanan nedenle; davacının kabul edilen ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu- Hükmedilen miktarların brüt mü yoksa net mi olduğunun kararda gösterilmemesinin infazda tereddüde mahal verebileceğinin ve 6100 sayılı HMK.nun 297/2.maddesine aykırı olduğunun gözetilmemesinin isabetsiz olduğu-
Dava belirsiz alacak davasının bir türü olan külli eda kısmi tespit davası niteliğinde olup hükmedilen fazla çalışma alacağında faiz başlangıcı yönünden dava ve talep artırımı (ıslah) ayrımı yapılması gerekirken alacağın tamamı için dava tarihinden itibaren işleyecek faize karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava belirsiz alacağın bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olarak açılmış olup, bu dava türünde faiz başlangıcı yönünden Dairemiz uygulamasının kısmi dava esaslarıyla aynı olduğu, bu itibarla ulusal bayram genel tatil ücreti bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı işçilik alacaklarına ilişkin davasını belirsiz alacak davası olarak açmış olup bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre talep arttırımı yoluna gittiğinden ve "talep arttırımı" ıslah olarak kabul edilemeyeceğinden bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle arttırılan talebin dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Taraflarca imzalı Protokol ve ayrıca davacı tarafça imzalı prim sistemine dair belgelerden anlaşıldığı üzere verilen hedefin her bir mağaza için % 90 oranında gerçekleşmesi halinde prime hak kazanıldığı anlaşıldığından ve envanter primi yönünden ise kesintilerin işyeri talimatına uygun yapıldığı ve davacıyla e-mail şeklinde paylaşılarak bilgisi dahilinde kesinti yapıldığı bilirkişi raporunda tespit edildiğinden, davacının prim alacaklarının reddi gerektiği-
Tanık beyanlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, taraflar arasında yazılı araç kiralama sözleşmesi yapıldığı, sözleşme gereğince günlük çalışma süresinin 12 saat olduğu ve fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu zamanlarda bu süreyi aşan saatlerin işletenin alacağına normal saat ücreti olarak ilave edileceğinin kararlaştırıldığı, ayrıca aracın bir aylık kira ücretinin 2.300,00 TL olarak belirlendiği ve ödemelerin her ayın sonunda ... A.Ş.’nin tutmuş olduğu puantaj esas alınarak işleten tarafından kesilecek fatura karşılığında ödeneceğinin belirtildiği, sözleşme süresince davalı tarafından her ay davacıya ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin sözleşmede belirtilen aylık ücretin üzerinde olduğu gözetildiğinde, yapılan ödemelerin içerisinde fazla çalışma ücretinin de yer aldığının kabulü gerektiği-.Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin iş sözleşmesi olmadığı, araç kiralama sözleşmesi olduğu, basiretli davranması gereken davacının, sözleşme süresince ihtirazi kayıt olmadan ödemeleri kabul ettiği ve delil olarak dayandığı davalıya kesilen fatura örneklerini ibraz edemediği, bu haliyle dosya kapsamı ile iddiasını ispatlayamadığı-
Davacının ....... TL alacağın davalıdan tahsili istemiyle açtığı davanın, “tahsil amaçlı belirsiz alacak davası” olmayıp, niteliği itibariyle “kısmi eda külli tespit amaçlı” bir dava olduğu, bu dava türünde, talep belirlemeye yönelik “artırım/tamamlama” şeklinde usuli bir işlemin söz konusu olmadığı, davacının “artırım dilekçesi” adı altında verdiği dilekçenin hukuki niteliği itibari ile ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu-
Davacı dava dilekçesinde 100.000 TL.lik cezai şartın 20.000 TL.lik kısmına ilişkin dava açmış, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olmaması nedeniyle harcın ikmali için davacıya kesin süre verilmiş, davacı da kesin süre içerisinde harcı tamamlamış olduğundan, cezai şart isteminin 100.000 TL olduğu gözetilerek incelemenin buna göre yapılması gerektiği-