Dava kısmi eda külli tespit talepli belirsiz alacak davası şeklinde açılmış olduğundan ihbar tazminatı, prim, fazla mesai ücreti alacaklarının tümüne dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu, bu alacaklarda taleplerin yapıldığı dava dilekçesinde talep edilen kısmı miktar için dava tarihinden ve talep artırım dilekçesi ile istenen miktarlara ise dilekçenin harçlandırıldığı tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği-
Davacı bir takım haklı nedenlere dayanmış ise de asıl fesih sebebinin hakim adaylığına geçmek olduğundan, davacının haklı nedenlere dayanmasının hakkın kötüye kullanımı olduğu ve bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanamayacağı- Davacı ve diğer çalışanlara düzenli olarak zam yapıldığı ve bunun işyeri uygulaması haline geldiği anlaşıldığından, tüm çalışanlara zam yapılırken davacıya zam yapılmamasının yerinde olmadığı- Zam nedeni ile oluşan ücret ve buna bağlı izin ücreti farkına hükmedilmesi, davacıya yapılacak zammın emsal durumda çalışana yapılan zamma göre hesaplanması gerektiği, ücret ve izin ücreti farkının terfi ettirilseydi varsayımına dayandırılamayacağı- Kısmi davanın ıslah ya da başka usulü bir işlemle belirsiz alacak davası olarak değiştirilemeyeceği- Mahkemenin hatalı ara kararına uyulması ilgilisine hak bahşetmeyeceğinden, davacı vekilinin ilk yaptığı talep arttırımının klasik anlamda ıslah olduğu, aynı davada ancak bir kez ıslah yapılabileceğinden, davacının ikinci ıslahının hükümsüz olduğu-
Kısmi dava olarak açılan davada, süresi içinde ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı savunmasının gözetilmesi yerinde ise de ıslah zamanaşımına uğrayan miktar hesaplanarak dava dilekçesindeki miktarla sınırlı olmak üzere ıslah zamanaşımına uğramayan miktara eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu-
Davacının talebine konu alacaklarının miktarının ancak bir yargılama sürecinden ve bilirkişi incelemesinden sonra tam olarak tespit edilebileceği, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu dava konusu alacakların belirli alacaklar olduğu gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin bozma nedeni olduğu-
Mahkemece alacağın miktarının belirlenebilir olduğu, belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edildiği halde davacıya talep ettiği alacaklarının miktarını tam olarak açıklayıp eksik harcı tamamlaması için kesin önel verilmeksizin davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-