Davacı bir takım haklı nedenlere dayanmış ise de asıl fesih sebebinin hakim adaylığına geçmek olduğundan, davacının haklı nedenlere dayanmasının hakkın kötüye kullanımı olduğu ve bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanamayacağı- Davacı ve diğer çalışanlara düzenli olarak zam yapıldığı ve bunun işyeri uygulaması haline geldiği anlaşıldığından, tüm çalışanlara zam yapılırken davacıya zam yapılmamasının yerinde olmadığı- Zam nedeni ile oluşan ücret ve buna bağlı izin ücreti farkına hükmedilmesi, davacıya yapılacak zammın emsal durumda çalışana yapılan zamma göre hesaplanması gerektiği, ücret ve izin ücreti farkının terfi ettirilseydi varsayımına dayandırılamayacağı- Kısmi davanın ıslah ya da başka usulü bir işlemle belirsiz alacak davası olarak değiştirilemeyeceği- Mahkemenin hatalı ara kararına uyulması ilgilisine hak bahşetmeyeceğinden, davacı vekilinin ilk yaptığı talep arttırımının klasik anlamda ıslah olduğu, aynı davada ancak bir kez ıslah yapılabileceğinden, davacının ikinci ıslahının hükümsüz olduğu-
Belirsiz alacak davasında dava açılmakla zamanaşımı kesileceğinden talep artırımına konu miktarların zamanaşımına uğramayacağı-
8. HD. 02.07.2018 T. E: 6136, K: 14682-
Kısmi dava olarak açılan davada, süresi içinde ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı savunmasının gözetilmesi yerinde ise de ıslah zamanaşımına uğrayan miktar hesaplanarak dava dilekçesindeki miktarla sınırlı olmak üzere ıslah zamanaşımına uğramayan miktara eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu-
Davacının talebine konu alacaklarının miktarının ancak bir yargılama sürecinden ve bilirkişi incelemesinden sonra tam olarak tespit edilebileceği, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu dava konusu alacakların belirli alacaklar olduğu gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin bozma nedeni olduğu- Mahkemece alacağın miktarının belirlenebilir olduğu, belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edildiği halde davacıya talep ettiği alacaklarının miktarını tam olarak açıklayıp eksik harcı tamamlaması için kesin önel verilmeksizin davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava dilekçesindeki iddianın muğlaklığı, davacı eşinin beyanı, 2011/Mayıs ayından fesih tarihine kadar geçen sürenin uzunluğu karşısında; 2011/Mayıs ayından itibaren işverence ödendiği kabul edilen ...... TL. den daha fazla davacıya aylık ücret ödendiği izlenimi edinildiğinden, hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında; davacının isticvabı ile 2011/Mayıs ayından itibaren işverence kendisine ödenen aylık ücret miktarının açıklattırılıp sonucuna göre ücret alacağının belirlenmesinin gerekli olduğu- Dava belirsiz alacağın bir türü olan kısmi eda külli tespit davası olup, bu dava türünde faiz başlangıcına ilişkin Dairemiz uygulamasının, aynen kısmi davada olduğu gibi dava dilekçesi ile istenen miktar bakımından dava, ıslah ile artırılan miktar bakımından ise ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi şeklinde olduğu-
9. HD. 21.06.2018 T. E: 5620, K: 13502-
Davacının dilekçesi talep artırım olup, belirsiz alacak davasında dava açılmakla zamanaşımı kesileceğinden talep artırımına konu miktarların zamanaşımına uğramasının söz konusu olmayacağı, bu nedenle mahkemece talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def'ine değer verilmesinin hatalı olduğu-
9. HD. 19.06.2018 T. E: 2015/20403, K: 13241-
Kısmi alacak davası olarak açılan davada, mahkemece davacı vekilinden her bir alacak için ne miktar talepte bulunduğu hususu da açıklattırılarak hükmedilen alacaklar yönünden dava ve ıslah tarihinden itibaren ayrı ayrı faiz yürütülmesi yerine tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin isabetsiz olduğu- HMK.nın 26.maddesi gereği taleple bağlı kalınarak yasal ilave tediye alacağına dava ve ıslah tarihlerinden itibaren yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi yerine doğrudan en yüksek mevduat faizine hükmedilmesinin hatalı olduğu-