Davacı vekili davalının ölü olduğunu bilmediğinden davacının ölü kişiye karşı dava açmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği, bu nedenle, HMK 124. maddesi gereği davaya dahil edilen davalı mirasçılarına karşı yöneltilen davada işin esasına girilip inceleme yapılması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece, davacı tarafın davasını 6100 sayılı HMK'nın 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açtığının dava dilekçesinde belirtildiği gerekçesiyle dava, hukuki yarar yokluğu nedeniyle de reddedilmiş ise de, dava dilekçesinde böyle bir ibarenin bulunmaması ve davanın kısmi dava olarak açılması göz önüne alındığında mahkemenin davacının hukuki yararının yokluğu nedeniyle red gerekçesinin doğru olmadığı-
Davacı ile davalı arasında imzalanan bina yapım inşaatı için inşaat all risk sigorta poliçesi gereği sigortalı binada meydana gelen hasar bedelinin davalıdan tahsili talebine-
Belirsiz alacak davası olarak açılan davada, davacının harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabileceği, ayrıca bundan bağımsız olarak HMK. mad. 176 gereği ıslah yapmak hakkının da mevcut olduğu- Mahkemece davacının ıslah dilekçesi ve bedel artırım talebi esas alınarak bir karar vermek gerekirken sadece ıslah dilekçesindeki talep gibi karar verilmesinin ve bedel artırım talebinin dikkate alınmamasının doğru olmadığı- Hakimin manevi tazminatı takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, bu hususlar dikkate alındığında, trafik kazası nedeniyle açılan davada takdir olunan (4.000,00 TL) manevi tazminatın az olduğunun görüldüğü ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerektiği-
Kasten adam öldürme eylemine dayalı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemleri- Dava dilekçesinde tespit istemi bulunmadığı halde, taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin bu yönde hüküm kurulması ve bölüşük kusur indiriminin davacıların miktar açıklama dilekçesinde talep ettiği miktarlar üzerinden yapılması gerekirken, talebi aşar şekilde mahkemenin kendi belirlediği miktarlar üzerinden yapılmasının hatalı olduğu-
Somut olayda dava dilekçesinin içeriği ve özellikle de alacağın belirlenebilir olmayıp, tüm kayıtların işveren tarafından tutulması nedeniyle, deliller toplanıp alacak miktarı belirlendikten sonra, harcın tamamlanacağına yönelik açıklamalar karşısında, eldeki davanın kısmi dava olarak değil, belirsiz alacak davası olarak açıldığı-
HGK. 04.07.2019 T. E: 2016/22-2748 , K: 863-
HGK. 04.07.2019 T. E: 2016/22-2238 , K: 866-
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8/3’üncü maddesinde, işveren açıkça işçiye temel ücreti ve varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlü tutulduğu hâlde, işveren tarafından dosyaya Kanunun kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair bir delil sunulmadığından ve hesaba esas unsurlardan olan ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının değeri davacı tarafça bilinmediğinden, işçinin alacağını belirleyecek verilerin dava açarken elinde bulunduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, o hâlde uyuşmazlık konusu kıdem tazminatının belirlenebilmesi; işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ile tahkikatı gerektirdiğinden, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı-
HGK. 04.07.2019 T. E: 2016/22-2239 , K: 861-
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8/3’üncü maddesinde, işveren açıkça işçiye temel ücreti ve varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlü tutulduğu hâlde, işveren tarafından dosyaya Kanun'un kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair bir delil sunulmadığından ve hesaba esas unsurlardan olan ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının değeri davacı tarafça bilinmediğinden, işçinin alacağını belirleyecek verilerin dava açarken elinde bulunduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, o hâlde uyuşmazlık konusu kıdem tazminatının belirlenebilmesi; işverende bulunan bilgi ve belgelerin verilmesi ile tahkikatı gerektirdiğinden, mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı-