TTK. mad. 5/A gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği- Zorunlu arabulucuya başvurulmadan açılan trafik kazasından kaynaklı tazminat davasının dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar Dairemizce davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma yapılmışsa da; dava dilekçesinde davacı vekili tarafından tazminata esas ücretin belirlenmesinde dikkate alınacak olan yemek yardımının ayni olarak sağlandığı bildirilmiş olup, ayni olarak sağlanan yemek yardımının yargılama sırasında belirlenecek olması sebebi ile tazminata esas ücretin belirlenmesinin davacıdan beklenemeyeceği-
Dava dilekçesinin içeriğinden davanın “kısmi dava” olarak açıldığı ve tam ıslah ile dava türünün değiştirilmediği anlaşılmış olup; mahkemece yanılgılı değerlendirme ile dava konusu fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının belirsiz alacak davası ile talep edildiği kabul edilerek davalı tarafça davacının ıslah dilekçesine karşı süresinde yapılan zamanaşımı savunmasının değerlendirilmemesinin ve ayrıca faiz tarihlerinin dava ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak hüküm altına alınması gerekli iken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacı çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu edilen yıllık izin ücreti alacağının belirsiz olmadığı, anılan sebeple, davaya konu yıllık izin ücreti gerçekte belirlenebilir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan anılan talebe yönelik olarak dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerekeceği-
Davacının yaptığının ıslah olmayıp, talep artırımı ile alacağın belirli hale getirilmesi olduğu, belirsiz alacak davasının bütün türlerinde dava açılmakla zamanaşımının kesileceği, talep artırımına karşı yapılan zamanaşımı def’inin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Taraflar arasındaki, çalışma süresine yönelik uyuşmazlığın varlığı, alacağı belirsiz hale getirmeyeceğinden, dava konusu edilen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının davacı tarafça belirlenebilir nitelikte olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan anılan alacaklara yönelik taleplerin usulden reddi gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu ikramiye, ilave tediye, aile yardımı, çocuk yardımı, yakacak ve giyim yardımı, sorumluluk zammı, kırtasiye, bayram harçlığı, öğrenim yardımı gibi alacaklarını, davacı; sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yaralanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, yan alacaklarını işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğundan, talep edilen bu alacak kalemlerinin belirsiz alacak olmadığı-
Uyuşmazlık konusu kıdem tazminatı bakımından; talep içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere, davacının çalışma süresini, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını belirleyebildiği, dava konusu edilen kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının gerçekte belirlenebilir alacak olması ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan söz konusu taleplerin usulden reddi gerekeceği-
22. HD. 14.02.2019 T. E: 1047, K: 3446-
Kıdem tazminatı,yıllık ücretli izin alacağı, asgari geçim indirimi yönünden yapılan değerlendirmede; davacının, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde, dava konusu kıdem tazminatı farkı ,yıllık ücretli izin alacağı ve asgari geçim indirimi gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan anılan alacaklara yönelik taleplerin usulden reddi gerekeceği-0 Dosya kapsamında dinlenilen tüm tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde, davacının fazla mesai yaptığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı hususunda net ve ispata yönelik beyanlarının bulunmadığının, beyanların iddiaların ispatı bakımından kanaat edindirici mahiyette olmadığının anlaşıldığı, dosya kapsamında da davacının fazla mesai yaptığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını kanıtlar başkaca bir delil de bulunmadığından, davacının fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddi gerekeceği-