Kıdem ve ihbar tazminatı alacakları bakımından davacının, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerekeceği-
Yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarında; davacının, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, çalışma süresini, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde, dava konusu ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği hafta tatili, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilebilecek nitelikte alacak oldukları ve davacı vekili tarafından belirsiz alacak davası açılarak talepte bulunulduğu anlaşılmakla; belirsiz alacak davasında, davanın açılması ile alacağın tamamına ilişkin zamanaşımı süresi kesildiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107/2. maddesi gereğince talebin arttırılması ıslah olarak nitelendirilip ıslaha karşı zamanaşımı def'inin dikkate alınmasının isabetli olmadığı- Talep arttırım dilekçesindeki miktarlara dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken ıslah tarihinden faize hükmedilmesinin doğru olmadığı-
E. davası açılmasının mümkün olduğu durumlarda tespit davası açılamayacağından kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, 4 ay boşta geçen süre ücreti ile 5 ay işe başlatmama tazminatının belirlenmesi ve belirlenmesi ve her bir alacak kaleminin ödenmesi gereken tarihlerin ve faiz başlangıcının tespitine karar verilmesin tespitine ilişkin davanın reddi gerektiği-
Uyuşmazlık konusu vardiya tazminat alacağı bakımından ise davacının; sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği tarihi, çalışma süresini, ödenen çıplak ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık vardiya tazminatı miktarını işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde talep edilen bu alacak kalemlerinin belirsiz alacak olmadığı, dava konusu edilen bu alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla toplu iş sözleşmesinden kaynaklı vardiya tazminatı alacağı ile kıdem ve ihbar tazminatı alacakları yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerekeceği- Ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; mahkemece hüküm yerinde bu alacağın net mi yoksa brüt mü olduğunun belirtilmemesi ve davada tek davalı bulunmasına karşın hüküm yerinde infazda tereddüt yaratacak şekilde ''davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil''e yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatili ücreti talepleri yönünden davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı ve anılan alacaklar yönünden artırım dilekçesi sunduğu açık olup, mahkemece belirsiz alacak davasına konu alacakların tamamı yönünden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacı belirsiz alacak davası açmadığı gibi, davasının belirsiz alacak davası olduğuna dair bir iddiası ve talebi de bulunmadığı halde, mahkemece alacak kalemlerinin belirsiz nitelikte olduğu gerekçesiyle talep dışına çıkılarak davanın belirsiz alacak davası olarak sonuçlandırılmasının hatalı olduğu-
Mahkemece, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dışındaki talepler bakımından, davanın belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan usulden ret kararı verildiği, ne var ki, davacı vekili, delilleri arasında, emsal işçi ücret ve mali haklarının belirlenmesi noktasında davalı kayıtlarına dayanmış olup, talebin haklı görülmesi ihtimalinde, emsal işçiye ödenen ücret ve sağlanan hakların tespit edilerek işçilik alacaklarının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin, karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale gelebileceği, bu sebeple, mahkemece usulden ret kararı verilen alacaklar yönünden de, davanın belirsiz alacak davası türünde açılması mümkün olup, hukuki yararın olduğu-
Mahkemece, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dışındaki talepler bakımından, davanın belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan usulden ret kararı verildiği, ne var ki, davacı vekili, delilleri arasında, emsal işçi ücret ve mali haklarının belirlenmesi noktasında davalı kayıtlarına dayanmış olup, talebin haklı görülmesi ihtimalinde, emsal işçiye ödenen ücret ve sağlanan hakların tespit edilerek işçilik alacaklarının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi, karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale gelebileceğinden, mahkemece usulden ret kararı verilen alacaklar yönünden de, davanın belirsiz alacak davası türünde açılması mümkün olup, hukuki yararın olduğu-
Belirsiz alacak davasına yer veren bir sistemde değer veya miktarı henüz tespit edilemeyen talepler için de eda davası açılabileceği için kural olarak ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararın bulunmayacağı-