HMK. mad.31 "Hakimin, davayı aydınlatma ödevi” çerçevesinde davacı taraftan katılma alacağı hesabına katılması istenen mal ve haklar konusunda açıklama istenip, anılan yasal çerçevede değerlendirilmesi; gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının yurtdışı çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığının tespitinde, aynı işyerinde çalışan ve davacı ile aynı işi yapan işçi ... tarafından davalı işveren aleyhine açılan İş Mahkemesinin 2013/...E.-2014/... K. sayılı dava dosyasında, davacı ...'ın talep ettiği yurtdışı çalışma ücreti alacağının kabulüne karar verildiği, anılan kararın davalı işveren tarafından temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.06.2014 tarih, 2014/...E.-2014/... K. sayılı ilamı ile, davalı tanıklarının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulduğu anlaşıldığına göre, aynı işyerinde, aynı işi yapan işçiler arasında farklı yurt dışı çalışma ücreti uygulamasının söz konusu olamayacağı gözetilerek, HMK 31. maddesinde düzenlenen “hakimin davayı aydınlatma görevi” de dikkate alınarak İş Mahkemesinin anılan dosyası getirtilip, yurtdışı çalışma ücreti ile ilgili işyeri uygulaması belirlenerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin davada, "taraflarca getirilme ilkesi" geçerli olduğundan, taraflara yeniden delil bildirme imkanı tanınmasının, usul ve yasaya uygun olmadığı- Davada tüm paydaşları bağlayan harici taksim ya da tüm paydaşları kapsayacak şekilde fiili kullanım durumunun bulunup bulunmadığı tespit edilmemiş ve taşınmazdaki katların kimlerin kullanımında olduğu, kiraya verilmişse hangi bölümlerin kim tarafından kiralanıp kira bedellerinin alındığı saptanmamış, davalının taşınmazda kullandığı bir yerin bulunup bulunmadığı, var ise nereyi kullandığı, terk etmiş ise; hangi dönemde kullandığı açıklığa kavuşturulmamış, boş bina bölümlerinin bulunup bulunmadığı, davacının taşınmazda kullanabileceği yerlerin olup olmadığı belirlenmemiş olduğundan, mahkemece, bu hususlar açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
davada taraflarca getirilme ilkesi geçerli olduğundan taraflara yeniden delil bildirme imkanı tanınamayacağı- Tüm paydaşları bağlayan harici taksim ya da tüm paydaşları kapsayacak şekilde fiili kullanım durumunun bulunup bulunmadığı tespit edilmeyip, taşınmazdaki katların kimlerin kullanımında olduğu, kiraya verilmişse hangi bölümlerin kim tarafından kiralanıp kira bedellerinin alındığı saptanmamış olup, davalı ...'ın taşınmazda kullandığı bir yerin bulunup bulunmadığı, var ise nereyi kullandığı, terk etmiş ise; hangi dönemde kullandığı açıklığa kavuşturulmamış, boş bina bölümlerinin bulunup bulunmadığı, davacının taşınmazda kullanabileceği yerlerin olup olmadığı belirlenmediğinden belirtilen hususlar açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
7. HD. 18.04.2016 T. E: 9983, K: 8460-
7. HD. 18.04.2016 T. E: 8820, K: 8467-
Asıl işveren - alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerektiği- Davacı dava dilekçesinde "davalının işçisi olduğunu iddia ederek dava açmış ve davalının savunmasındaki açıklamalar üzerine verdiği dilekçede acenteyi devralan kişiyi tanımadığını, muhatap olmadığını feshinde davalı ... tarafından yapıldığını" iddia ettiğinden, mahkemece, davanın aydınlatılması ilkesi uyarınca davalı avukatının dilekçesinde sözü edilen acente sözleşmesi, varsa işyeri devrine ilişkin belgeler getirtilmeden davacının iş akdinin acenteye devrin yapıldığı tarihin hemen ertesinde feshedilmesi dikkate alındığında davalı ile ihbar olunan acente arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- İhbar olunanın gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin isabetsiz olduğu- Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağı-
Somutlaştırma yükünün, dava açılırken veya cevap dilekçesi verilirken iddia ve savunmanın dayandırıldığı vakıaların ve hangi vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin belirtilmemiş olması halinde söz konusu olacağı- Boşanma davasında gösterilen tanıkların, dava dilekçesinde yer alan vakıalar konusunda dinletilmek istendiği açık ise, gerekmediği halde, "hangi tanığın hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini belirtmesinin" istenmesi ve bu yönde açıklamada bulunması için süre verilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı, gösterilen tanıkların usulünce dinlenerek karar verilmesi gerekeceği-
Kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilinin talep edildiği davada, taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı noktasında uyuşmazlık bulunduğu- Davacı davalı işyerinde 2 vardiya şeklinde çalıştığını iddia etmiş olup davacının talebi aşılmak suretiyle yazılı şekilde fazla mesai süresinin belirlenip hesaplanmasını hatalı olduğu- Davacının iş akdinin işverence haksız feshedildiğini iddia ettiği davalının ise davacının iş akdini devamsızlık nedeniyle haklı nedenle feshettiğini savunduğu ancak dosyaya sunulan devamsızlık tutanağı tanıklarının dinlenmediği- Hakimin davayı aydınlatma ödevi gereği davalının sunduğu devamsızlık tutanağı tanıkları dinlenerek iş akdinin kim tarafından feshedildiği ve feshin haklı nedene dayalı olarak yapılıp yapıldığının belirlenmesi gerektiği- İş akdinin devamsızlık yapmak suretiyle eylemli olarak davacı tarafından feshettiği anlaşılırsa da davacının işverence ödenmeyen ücret alacakları bulunduğundan işçi tarafından iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem tazminatı talebinin kabulüne, ihbar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmesi gerektiği-
Yargılama safhasında davalıya %25,20 sürekli iş göremezlik derecesi üzerinden gelir bağlandığından, talep iş göremezlik oranının değiştiğine ilişkin ise, oranın değiştiği tarihin tespiti ile gelire etkisi üzerinde durulup sonucuna göre iş göremezlik geliri yönünden karar verilmesi, talep maluliyet aylığı tahsisine ilişkin ise 506 sayılı Yasa'nın 54. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-