Mahkemece davalının bildirdiği tanıkların dinlenilmediği; dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklardan ise dava konusu taşınmazların satışa konu olup olmadığı, kim tarafından, hangi sıfatla kullanıldığı hususlarında ayrıntılı bilgi alınmadan hüküm kurulduğu, eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağından, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişi huzuru ile yeniden keşif yapılması gerektiği-
Başkasının taşınmazını haksız olarak kullanmış olan kötü niyetli kimsenin, o taşınmazı haksız olarak elinde tutmasından doğan zararı ve elde ettiği veya etmeyi ihmal eylediği semereleri tazmin ile yükümlü olduğu- Haksız surette zabt ve el altına alma(fuzuli İşgal) sebebiyle hukuksal yararları bozulan taşınmaz mal maliklerince istenebilecek ecrimisilin beş yıllık zamanaşımına bağlı olduğu, bu beş yıllık sürenin de dava tarihinden itibaren geriye doğru hesap edilmesi gerektiği-
İlk bozma öncesi birleşen davada verilen kararda PVC farkı, doğalgaz tesisatı ve müşterek banyolarda gömme rezervuar kalemleri fazla imalat olarak kabul edilerek yüklenici lehine hükmedilmiş ve verilen bu karar bu yönüyle arsa sahiplerince temyiz edilmeyerek kabul edilmiş olduğundan davacı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuş olacağı- Aynı dava dosyasında davanın hem kısmen kabulü hem de kısmen reddine karar verildikten sonra fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına şeklinde karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Bozma öncesi verilen ilk kararda 23.100,00 TL kira tazminatının davalı arsa sahiplerinden tahsiline, kâr mahrumiyeti talebinin reddine karar verilmiş, kararın davalı arsa sahiplerince temyizi üzerine dairemizce gecikme tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş ve mahkemece bozmaya uyularak kira ve kâr mahrumiyeti talebinin reddine karar verildiğinden, davacı taraftan HMK. mad. 31 uyarınca kâr mahrumiyeti kalemi açısından talep edilen miktar açıklattırılarak ve daha önce hükmedilen 23.100,00 TL toplamı üzerinden davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Tacirler arası hizmet alım sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin düğün organizasyonundan kaynaklanan davada, davalı yana önce, açıkça hangi tür hizmetlerin eksik veya ayıplı gerçekleştirildiği hususları açıklattırılıp, bu hususlara ilişkin taraf delilleri toplandıktan sonra dava konusu organizasyon işi alanında uzmanlığı bulunan bir bilirkişi marifetiyle mevcut deliller de incelettirilerek hizmet bedelinden indirimi gereken bir bedelin bulunup bulunmadığı tespit ettirilmeli, ileri sürülecek itirazlar karşılandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, organizasyon işinin özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren uzmanlık gerektirdiği hususu gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava dilekçesinde eşinin borçları nedeniyle çekmiş olduğu kredilerin ve diğer borçların cevabi yazı ile tespit edilmesi ve bu borçların ödenebilmesi için kocanın kendisine ödeme yapmasını ya da borçların alacaklı olan kurumlara koca tarafından ödenmesini talep ettiği ve bu talebin boşanmanın fer'isi niteliğinde olmadığı-
Mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların ödenmesinin ve işe başlatmama tazminatının da hüküm altına alınması gerekip, talep olmasa da mahkemece dikkate alınması gerektiği- Feshin geçersizliği istemi tespit niteliğinde olduğundan; boşta geçen süre için ücret ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatının miktar belirtilmeksizin, hüküm altına alınması ve ödenmesi gerektiğinin tespiti ile yetinilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davası-
Hâkimin, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği; soru sorabileceği; delil gösterilmesini isteyebileceği-
Şikayetçinin şikayet olunan Mal Müdürlüğü'ne yönelik şikayeti, Mal Müdürlüğü'nün alacağının satış tarihi itibariyle hesaplanması gerektiğine yani, takip hukuku hükümlerine (İİK 138. md.) aykırı hareket etmesi sonucunu doğuran nedenlere dayalı olup, alacağın doğumuna ve gerçek miktarına yönelik olmadığı-
Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasında, "boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama" olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması gerektiği-