Ödeme emri tebligatının üzerine menıis adresi şerhi verilerek çıkarıldığı, dağıtıcı tarafından, mazbataya muhtarın imzasının alınmadığı, dağıtıcının isminin ve soyisminin yazılmadığı, şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2.'ncı maddesi göz ardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartlan oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu bu nedenle mahkemece TK.'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarih olarak düzeltilmesi gerektiği- Takip talebinde borçlu ve alacaklı olarak gösterilen kimselerin o takipte gerçekten alacaklı ve borçlu sıfatına haiz olması gerekeceği-
Borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğuna göre ve borçluda icra mahkemesine başvurusunu gecikmiş itiraz olarak yaptığına göre istemin gecikmiş itiraz olarak vasıflandırılmasının ve İİK.nun 65. maddesine göre incelenmesinin ve sonuçlandırılmasının gerekeceği-
Takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekeceği- Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamayacağı bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerektiği-
Takibe konu faturaların, borçlu olarak takibin yöneltildiği hastane adına düzenlendiği ve anılan hastane tarafından icra dosyasına sunulan dilekçede hastane tarafından borcun ödendiğinin belirtildiği gözönüne alındığında, borçlu tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından (HMK. mad. 124/4), mahkemece, takibin T.C. Sağlık Bakanlığı'na yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi yerine ‘takibin iptaline’ karar verilmesinin hatalı olduğu-
Faturaların, borçlu olarak takibin yöneltildiği hastane adına düzenlendiği ve anılan hastane tarafından icra dosyasına sunulan dilekçede hastane tarafından borcun ödendiğinin belirtildiği gözönüne alındığında, borçlu tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından (HMK. mad. 124/4), mahkemece, takibin T.C. Sağlık Bakanlığı'na yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi yerine ‘takibin iptaline’ karar verilmesinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali davasında, davacı banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi bankacılık işi olup TTK'nun 4. maddesi gereği TİCARİ İŞ NİTELİĞİNDE olması, ticari işlerde temerrüt faizi oranı serbestçe belirlenmesi nedeniyle, TBK'ndaki 88. ve 120. maddelerindeki hükümlerin ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmadığından mahkemece bu yönler ve taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesinde kararlaştırılan akdi ve temerrüt faiz oranları gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinde dosyanın işlemden kaldırılması halinde takip derdest kalmaya devam edeceğinden, takibin yapıldığı tarihte işlemekte olan zamanaşımı süresinin kesilmiş olduğu- Zamanaşımının alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden alacağın dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade ettiği- Borcun zamanaşımına uğramasıyla borcun (alacağın) sona ermeyeceği, sadece alacaklının alacağını dava yoluyla elde etme olanağının ortadan kaldıracağı, zamanaşımına uğramış bir borcun ifa edilebilen fakat dava edilemeyen eksik bir borç haline geleceği- TBK. 146'da (BK. 125'de) öngörülen zamanaşımı süresinin genel bir süre olup aksine bir hüküm bulunmadığı hallerde bütün alacaklar için geçerli olduğu- TBK. 149'a göre sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımının, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı- Zamanaşımının durması halinde, o ana kadar işlemiş olan zamanaşımı süresinin işlediği noktada duracağı, buna yol açan sebebin ortadan kalktığı andan itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği- Zamanaşımının kesilmesi halinde ise borçlunun veya alacaklının ya da hakimin belli fiilleri sonucu olarak işlemiş bulunan zamanaşımı süresinin yanması ve kesilmeye neden olan olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı- Zamanaşımını durduran ya da kesen sebeplerin TBK.'da sayılarak belirtilmiş olduğu- Alacaklının borçlu hakkında dava açması veya icra takibinde bulunması ile zamanaşımının kesileceği, zamanaşımı kesilince kesilmeden itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağı-
Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesinin sonuca etkili olmayacağı, zira, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbitinin hakimin görevine giren bir konu olduğu-
İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortak girişimin yani adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti bulunmadığı, taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup mahkemece doğrudan doğruya gözetileceğinden bu hususun ayrıca süresiz şikayet konusu olacağı; şikayet sonucunda icra mahkemesince ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Yabancı alacaklının Türkiye’de icra takibi yapabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnası alacaklının tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet bulunması olduğu (MÖHUK. mad. 48/2)- Lahey sözleşmesinde teminata ilişkin muafiyetin tüzel kişileri de kapsayacağına dair değişikliğe gidilmişse de bu değişikliğin henüz yasalaşmadığı anlaşıldığından İspanyol yabancı tüzel kişiden alacaklı olduğu icra takibi için teminat istenmesi gerekeceği-