Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı, açılan takibin mirasçılarına yöneltilemeyeceği; bu hususun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle takibin her aşamasında dikkate alınması gerektiği-
Yabancı para borcunun ödenmemesi halinde alacaklının seçim hakkı doğacağı ve alacaklı borcun vade tarihindeki kura göre Türk lirası bedelini ya da borcun fiilen ödeneceği tarihteki kura göre Türk lirası bedelini talep edebileceği-
Somut olayda, muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşunun tebliğ tutanağında imzasının bulunmadığının görüldüğü, tebligatın bu hali ile usulsüz olduğunun kabulünün gerekeceği, bu durumda uyuşmazlığın İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı kanunun 32. maddesine göre çözümlenmesinin gerekeceği-
Borçlu icraya itiraz ederek icra takibini durdursa dahi,icra mahkemesinden takibin ve ödeme emrinin iptalini İİK 58 ve 61.maddelerine dayalı olarak talep etmede hukuki yararı olduğu-
Mirasçıların, mirasın reddinin tesciline ilişkin kararlara istinaden icra mahkemesine başvurarak haklarındaki takibin iptalini isteyebilecekleri-
Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesinin sonuca etkili olmayacağı, zira, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbitinin hakimin görevine giren bir konu olduğu-
Alacaklının takip talebini vermesinden sonra, İİK. mad. 60 gereğince icra dairesinin buna uygun ödeme emri düzenlemek zorunda olduğu, bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-
Borçlunun; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile gerçekleştirilen takipte takip dayanağı bono suretlerinin ödeme emri ekinde taraflarına tebliğ edilmediğini ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunabileceği-
Bir takip talebinde alacaklı ve borçlu olarak gösterilen kişilerin, o takipte gerçekten alacaklı ve borçlu olma sıfatları yoksa, takip, borçlunun itirazı üzerine başarısızlığa uğrayacağından, eldeki uyuşmazlığa konu takibe dayanak gösterilen ilamda hak sahibi olarak görünen İçişleri Bakanlığı, 659 sayılı KHK'nin 2/1-ç maddesi kapsamında kamu idaresi olduğu halde, alacaklı sıfatı ile ilama dayanarak takipte bulunan Maliye Bakanlığı'nın anılan takipte sıfatının ve dolayısıyla aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, zira, 659 sayılı KHK'nin 6. maddesi hükmünün de, varılan bu sonucu teyit ettiği, şu durumda, mahkemece, ilama dayalı takipte Maliye Bakanlığı'nın alacaklı sıfatının bulunmaması nedeniyle takibin aktif husumet yokluğu nedeniyle iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmasının, 6100 Sayılı HMK.nun 33.maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvurunun bu hali ile 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti olduğu-