Dere yataklarının devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olduğu, dolgu yapılarak dere yatağının tarım alanına dönüştürülmesinin 3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi anlamında imar-ihya sayılmayacağından zilyetlik yoluyla kazanılmasının hukuken mümkün olmadığı-
Dava konusu taşınmazın evveliyatından beri orman olmadığı, yapılan keşif ve alınan raporlara göre de orman içi açıklık ya da boşluk olarak değerlendirilemeyeceğinden davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu-
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteği- Hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden Kadastro Mahkemesi görevli olup, Mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın Kadastro Mahkemesine aktarılması gerektiği-
Kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili isteği- Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle belirlenmeli, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, jeolog bilirkişi ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, Mahkemenin, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı, önceki raporları irdeler şekilde ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan, hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir, önceki raporları irdeler ve sınırlarının belirgin olup olmadığı, taşınmazın tamamında mı yoksa bir bölümü üzerinde mi tarımsal faaliyet sürdürüldüğünü açıklar şekilde rapor alınmalı; jeolog bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısını inceleyen, yakınında bulunan gölün etki alanı içerisinde olup olmadığını irdeleyen rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı lehine zilyetlik ile kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Davacı tarafın dayandığı tapu kaydı tedavülleri ile birlikte getirtilmeli, başka taşınmaza revizyon görüp görmediği ilgili yerlerden sorulmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile komşu taşınmaz kadastro tespit tutanakları ve tespitlerine esas tapu kayıtları, varsa haritaları getirtilmeli, bundan sonra HMK'nın 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca yerel bilirkişi ve taraf tanıkları davetiye ile çağrılmak suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşif sırasında tespite esas tapu kayıtları, komşu tüm parseller de dikkate alınmak suretiyle 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişiler aracılığı ile taşınmazlara tek tek yöntemince uygulanmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazı ve revizyon gördüğü diğer taşınmazları kapsayıp kapsamadığı ve kapsamının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, özellikle güney sınırındaki "Orağaz" hududunun neresi olduğu kesin olarak belirlenmeli, ...parsel sayılı taşınmazın tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek taşınmazın neye dayalı olarak belgesizden tescil edildiği sorulmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli dayanılan tapu kayıtlarının kapsamlarının işaretlendiği harita düzenlettirilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla taşınmaz başında dinlenilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
İmar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemine ilişkin davada, kadastro tutanağı ve davacının dayandığı zilyetliğin devri sözleşmeleri göz önüne alınarak, taşınmazın yeni arazi olup olmadığı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra hüküm kurulmasının gerektiği-
Asıl dava; TMK'nın 713., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı iptal ve tescile ilişkin iken tazminata dönüştürülmüş olup birleştirilen davanın ise tazminat istemine ilişkin olduğu-Mirasbırakandan mirasçılara intikal eden taşınmazların TMK'nın 701. ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu- Elbirliği mülkiyetinde, mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı tescili istenen taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğu- TMK'nın 702. maddesi gereğince, tasarrufi işlemlerde oy birliği aranacağı- Mirasbırakanın başka mirasçılarının bulunması halinde bir mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz için mirasçı olmayan kişilere karşı kendi adına dava açma sıfatı bulunmadığı- Kazanma koşulları ve süresinin davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu yönde yeterli araştırma ve inceleme yapılmamasının hatalı olduğu-
Kadastro tespiti sonucunda ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tescil edilen çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro öncesi nedene dayalı açılan tapu iptali ve tescil isteği- Mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, bitki örtüsünü, imar-ihyayı gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı tarihi, hangi faaliyetler ile imar ve ihya işlemi yapıldığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, taşınmazın eğimi ve toprak yapısı ile hali hazırdaki durumunu özellikle inceleyip mevcut haliyle tarım arazisi niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğini değerlendirecek biçimde, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki bilirkişi raporunu irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, uydu ve hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir incelenen her bir hava fotoğrafı üzerinde çekişmeli taşınmaz bölümünün gösterildiği şekilde; teknik bilirkişiden ise keşfi takibe ve denetlemeye elverişli biçimde, krokili rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27.maddesinde Mahalli Hukuk Mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve davalara ait dosyaların mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlendiğinden, eldeki dosya bakımından görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılması gerektiği-
Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil istemi- Murisin ölüm tarihinin kadastro tespit tarihinden sonra olması, davacıların müstakil zilyetlik iddiasında bulunmamış olmaları davacıların murisi adına kuru toprakta 100 dönüm taşınmazın tesciline karar verilmiş olması nedeniyle, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği-