Kayıt malikine kayyım tayin edilerek TMK.nun 713/2.maddesine dayalı olarak açılan davaların yürütülmesinin mümkün olmadığı, şöyle ki; kayıt malikinin mirasçılarının bilinmesi halinde davaya dahil edilerek mirasçılar aleyhine yargılamaya devam edilmesi, aksi halde gerek tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması ve gerekse TMK.nun 501.maddesi hükmü uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazine aleyhine yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmasının gerekli olduğu-
Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz malların 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edileceği- İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hükmün uygulanmayacağı- Orman sayılmayan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin, aynı Kanunun 14. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmesi halinde imar ve ihya yoluyla kazanılmasının mümkün bulunmayacağı- Nehir ve çay gibi akarsuların eski (terk edilmiş, metruk) yataklarının, kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu- Bu yerlerin koşulları oluştuğu takdirde imar ve ihya ile kazanılmasının mümkün olduğu- Aktif nehir, çay yatakları etki alanında bulunan yerlerin imar ve ihya ile kazanılmasının mümkün olmadığı- Bir yerin imar ve ihya ile kazanılması için taşınmazın emek ve para sarfedilerek tarım arazisi haline getirilmesi gerektiği- Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bir taşınmazın tarım arazisi haline getirilmesi halinde imar ve ihyadan söz edilebileceği- Taşınmaza tarım arazisi niteliği kazandırmayan uğraşların, meydana getirilen eserlerin KK'nın 17. maddesi kapsamında imar ve ihya olarak kabul edilemeyeceği- Maddi olgu olan imar ve ihyanın, her türlü delil ile kanıtlanabileceği-
Davacı vekili, ıslah dilekçesiyle davasını öncelikle TMK 713/2 maddesindeki olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik hukuksal nedeni ile tapu iptali ve tescil, yerinde görülmemesi halinde TMK 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil, bu isteklerinin de yerinde görülmemesi halinde sebepsiz zenginleşme ve TMK 'nun 722-723. maddeleri gereğince iyi niyetle yapılan masrafların tazmini isteminde bulunmuş ise de, Mahkemece, dayanılan hukuki sebeplerden haricen satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenine değer verilerek davanın reddi cihetine gidildiği, ıslah ile belirtilen hukuki nedenler yönünden değerlendirme yapılmadığı, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, öncelikle taraf teşkilinin sağlanması amacıyla ölü olduğu anlaşılan murisin mirasçılarının belirlenmesi, bu hususta davacıya süre ve imkan tanınarak Hazine hasım gösterilmek suretiyle veraset belgelerinin temin edilmesi, mirasçılarının tespiti halinde, davanın mirasçılara karşı yöneltilmesi, kayıt maliklerinin mirasçısının bulunmadığının tespiti halinde, TMK'nun 501 maddesi gereğince tereke devlete kalacağından olağanüstü zamanaşımı ile kazanılmasının mümkün olmadığının düşünülmesi, mirasçılarının tespiti halinde iddia ve savunma doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Yürürlüğünün durdurulması kararının verildiği 17.03.2011 tarihinden önce açılmış bulunan davalar bakımından maliki 20 yıl önce ölmüş ve o tarihten dava tarihine veya kayıt maliki adına bulunan tapu kaydının intikal gördüğü tarihe kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür davalar bakımından kazanılmış (müktesep) hakkın kabulü gerekeceği, uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydı; malikin ölüm tarihinden itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kaydın hukuken bir değer taşımayacağı ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmeyeceği, yine dava açmamış ancak; Anayasa Mahkemesi'nin verdiği yürürlüğünün durdurulması karar tarihi olan 17.03.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun da kabulü gerekeceği, bu gibi hak sahiplerinin 17.03.2011 tarihinden önce veya sonra dava açmalarının bir öneminin bulunmadığı-
Tapu malikinin mirasçıları davada taraf sıfatını aldığından Hazine'ye karşı husumet yöneltilemeyeği-
Tapulu taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığı, sadece bunun istisnalarından birisini, TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davaların oluşturduğu-
Her ne kadar, dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilmeden evvel bir kısım kurumlara yazılar yazılarak imza örneği sorulmuş ise de; taraflara murisin parmak izini taşıyan belgelerin bulunabileceği yerleri bildirmeleri için süre ve imkan tanınması, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca tanzim edilen raporda bahsedilen kurumlardan araştırma yapılması, parmak izi taşıyan belgelerin getirtilerek dosyaya eklenmesi, tüm bunlar temin edildikten sonra dosyanın tomarıyla birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek dosya üzerinde yapılacak inceleme sonucu parmak izinin murise ait olup olmadığı yönünden Adli Tıp Kurumu'nun ilgili biriminden rapor istenmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinde taksim olmadığı takdirde bir mirasçının zilyetliği diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağından mirasçılar arasında kazanmayı sağlayan zilyetlik işleyemeyip olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile hak iktisap etmenin mümkün olmadığı-