İptale karar verilmeden tescile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, iptal edilecek miktarın da TMK.nun 713/7. fıkrasına uygun biçimde hüküm fıkrasında gösterilmeden kabul kararı verilmesinin de doğru olmadığı-
TMK.nun 713/ 1 ve 2. fıkraları gereğince, açılan tescil, tapu iptali ve tescil davaları kamu düzeni ağırlıklı davalar olup bu tür davaların özellikleri gereği yargılama sırasında da taraf teşkilinin sağlanmasının mümkün olduğu-
Malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması halinin; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkânsız olmasının gerektiği-
10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması için taşınmaz hakkında tutanağın düzenlenmiş ve kesinleşmiş olması gerekeceği-
Davacı şirketin maden kömürü işletme ruhsatı kapsamında kömür çıkarma faaliyetinde bulunmasının ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak değerlendirilemeyeceği; taşınmazın imar-ihyaya muhtaç ham toprak niteliğinde olduğu, davacı lehine kazanmaya yeterli ekonomik amaca uygun zilyetlik koşullarının oluşmadığı-
Yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekeceği-
Kabul edilen parseller yönünden verilen pay oranları ile veraset belgesindeki pay oranları birbirleriyle örtüşmediği gibi kabule ilişkin hüküm fıkrasında bulunan pay oranları tekil niteliğinde yazılmış olup, tüm parselleri kapsayıp kapsamadığı konusunda da duraksamanın söz konusu olduğu, bundan ayrı bir kısım parseller bakımından miras payı oranında (1/5’er) iptal ve tescile karar verildiği halde diğer bir kısım parseller bakımından ise davalıların üçüncü şahıs durumunda olduğu ve kazandırıcı zamanaşımından kazanacakları gözetilerek 1/10’ar pay oranında iptal ve tescile karar verilmesinin de doğru olmadığı-
Taşınmazın imar planı içerisine alındığı tarihe kadar öncelikle imar – ihya işlemlerinin tamamlanmış olması ve bu işlemlerin tamamlanmış olması tarihinden itibaren dava tarihine kadar TMK. nun 713/1. maddesinin aradığı zilyetlikle iktisap şartları davacı lehine gerçekleşmişse 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümleri karşısında davanın kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmadığı; ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olabileceği-
Kural olarak, kadastro tespitinin yapılmasıyla kadastrodan önceki zilyetliğin kesintiye uğrayacağı ve kadastronun tespitinden itibaren başlayacak olan zilyetliğe eklenmeyeceği; kadastro tespitinden itibaren davacının taşınmaz üzerinde aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla, 20 yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresinin geçmiş olmasının gerekeceği-