Şikayetçi vekili tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, haczedilmezlik şikayeti ile birlikte İİK'nun 99. maddesi uyarınca yapılan haciz işlemlerini de şikayet ettiği halde mahkemece anılan bu şikayet hakkında inceleme yapılmamasının ve olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olacağı-
Asıl alacaklısı banka olan kredi sözleşmesi ile banka ödeme dekontlarının, İİK.nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmayacağı ve kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan alacaklının, kredi borcu nedeniyle ödemek zorunda kaldığı miktarın ne kadarı için sözleşmenin diğer müşterek ve müteselsil kefillerine ve asıl borçlusuna rücu edebileceğinin de yargılamayı gerektireceği-
Borçlunun yapmış olduğu itirazın, söz konusu senedin hatır senedi olarak verildiğine ilişkin olduğu, borçlunun hatır senedi veya teminat senedi itirazının borca itiraz mahiyetinde olup İİK'nun 68/1. maddesi kapsamında olduğu, bu durumda mahkemece borçlunun iddiasının varit olmaması ve borcun ödendiğinin de ispat edilememesi halinde talepte bulunan alacaklı lehine tazminata hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı yapılan hukuki danışmanlık ücret sözleşmesi başlıklı belgenin İİK 68 'deki belgelerden olmadığı, itiraz dilekçesinde ve yargılamanın hiçbir aşamasında borcun ve hukuki ilişkinin kabul edildiğine dair açık bir beyanın olmadığı, o halde itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İcra takibinin, araç rehni ve ticari işletme rehni sözleşmelerine dayandırıldığı, takip alacaklısı ile borçlu arasında akdedilmiş İİK'nun 68, 68/b maddesinde belirtilen borç ikrarını havi belge veya itiraz edilmeyerek kesinleşmiş kredi sözleşmesi ve hesap özetine dayanılmadığı, icra takibinde borçlunun takip dışı Türkiye Halk Bankası A.Ş'den kullandığı krediyi, kefalet taahhütnamesi gereği kendisi ödeyen alacaklı Kredi Garanti Fonu A.Ş'nin ödediğini iddia ettiği bu miktarı borçludan talep ettiğinin görüldüğü, bu alacağın varlığının, miktarının, borçludan tahsil edilebilirliğinin genel mahkemelerde yapılacak yargılamayla belirlenebileceği, kefalet nedeniyle ödenen paranın rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konu edilmesinin mümkün olmadığı, icra mahkemesince itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip borcunu ödediğini ileri sürdüğünden, kabul edilen bir hususun ayrıca İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatına gerek olmadığı-
Altı aylık sürenin başlaması için itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliği zorunlu olup, öğrenme ile anılan sürenin başlamayacağı-
Ödünç sözleşmesi başlıklı belge paranın takip borçlusu tarafından alındığına dair bir kayıt içermediğinden, İİK'nun 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı ve alacağın tahsilinin yargılamayı gerektirdiği-Adi kefilden alacağın talep edilebilmesinin, asıl borçlunun iflas etmesi veya hakkında takibat icra olunup da alacaklının hatası olmaksızın takibin semeresiz kalması yahut borçlu aleyhinde Türkiye'de takibat icrasının imkansız hale gelmesi ile mümkün olduğu-
Borçlunun ödeme iddiasına ilişkin sunduğu belgenin İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, unsurları itibariyle bono vasfında olan senedin bu vasıfta olmadığından bahisle alacaklı tarafından borç ilişkisinin ispatını gösterir başkaca delil ileri sürülmediğinden itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için borçlunun tazminat talebinde bulunması gerekli olup, tazminat talebinin ise itirazın kaldırılması incelemesi sonuçlanıncaya kadar yapılmasının mümkün olduğu-