Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni sayılacağı-
Alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabileceği-  Borçlunun ifada gecikmesi ve borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması, müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olduğu- Borçlunun sözleşmedeki adresine kat ihtarı gönderildiği ve borçlunun adres değişikliğini usulünce alacaklıya bildirdiğine ya da ihtarnamenin iade tarihi ile ihtiyati haciz talep tarihi arasında borcun ödendiğine dair dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı gözetildiğinde, ihtiyadi haciz kararının verilmesi gerektiği-
Alacaklının, “….’ya 44 Bin TL borcum kalmıştır.” yazılı ve borçlunun imzasını içerir belgeye dayalı olarak genel haciz yoluyla başlattığı icra takibinde, borçlunun ‘takibe dayanak yapılan belge ve içeriğini kabul etmediklerini, … alacağın ödendiğini ve alacaklıya borçlarının olmadığını” belirterek borca itiraz etmesi halinde, açıkça imzaya itirazda bulunulmadığından, dayanak belgedeki imzanın borçluya ait olduğunun kabulü gerekeceği; mahkemece, alacaklının takibi İİK. 68/1'de yer alan ve mücerret borç ikrarını içeren bir belgeye dayandığından ve borçlu, itirazını, İİK. 68’de sayılan belgelerle ispat edemediğinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
İcra müdürlüğünün takibin durdurulması hakkındaki işleminin iptaline yönelik istemin, hakim hukuki nitelendirme ile bağlı olmadığından (HMK. 33), “itirazın kaldırılması” başvurusu olarak değerlendirilmesi gerekeceği- Borçlu, takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borca da itiraz etmiş olup, bu hali ile, akdi ilişki borçlu tarafından kabul edilmediğinden TBK’nun 89. (BK.nun 73.) maddesinin uygulanması imkanının bulunmadığı, bu durumda, alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapamayacağı-
Mahkemece, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvuru için öngörülen altı aylık sürenin itirazın alacaklı tarafa tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacağını hükme bağlayan İİK. 68/1’in emredici hükmü göz ardı edilmek ve itirazı öğrenme tarihinin bu husustaki sürenin başlangıcına esas alınmak sureti ile istemin süre aşımından reddinin isabetsiz olduğu-
Takibin iptaline karar verilmesi ve bu karar kesinleşmeden ilamsız icra takibi yapılması halinde "icra mahkemesi kararlarının uygulanabilmesi için kesinleşmesi gerekmediğinden" mükerrer takipten söz edilemeyeceği-
Borçlunun “Alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi" başlıklı takip dayanağı belgedeki imzasına itiraz etmediği anlaşıldığından, belgenin İİK. 68/1. kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğinin kabul edileceği- Alacaklının, takibe konu alacağın İİK. 68/1’de sayılan belgelerden biri ve bilirkişi raporu ile kanıtladığı, ancak borçlunun, borca itirazını aynı nitelikte bir belge ile ispat edemediği, o halde mahkemece, itirazın kesin kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
İtirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvuru için öngörülen altı aylık sürenin (İİK. 68), öğrenme tarihinden değil borçlunun itirazının, alacaklıya tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı, borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmiş olmadıkça itirazın kaldırılması için öngörülen hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı-
Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip borcu ödemeye çalışacaklarını ileri sürdüğüne göre kabul edilen bir hususun ayrıca İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatına ihtiyaç bulunmadığı-
Alacaklının yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde yalnız ihtiyati haczin hükümsüz kalacağı; icra takibinin ise, derdest kalmakta devam edeceği, alacaklının derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebileceği veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabileceği-