Davacının ancak kendisine yapılan tebliğlerin usulsüzlüğü iddiası ile ihalenin feshi talebinde bulunabileceği, diğer ilgililere tebliğin yapılmadığı ya da usulsüz olduğu iddialarının dinlenilmesinin mümkün bulunmadığı- İhalenin 14.00-14.05 saatleri arasında yapılmasına karar verilerek ilanların bu şekilde yapıldığı, ancak pey sürme işlemi devam ettiğinden ihale ilan edilen saatte bitirilememiş olup saat 14.14'de sona erdiği, bu durum davacının lehine olup pey sürme işleminin devam etmesi halinde ihale ilan edilen saatte sonlandırılamayacağı- Davacı artırma tutanağında yer alan tellal imzalarının uyumsuz olduğunu ve pey sayfasında en yüksek pey süren iki kişinin imzasının yer almadığını ileri sürerek ihalenin feshini istemiş ise de, 1. açık artırma tutanağında tellal imzalarının yer aldığı, tellala ait iki imza bulunduğu, davacının bu iki imzanın uyumsuz olduğu iddiası ile ihalenin feshini isteyemeyeceği, pey tutanağında iddia edilen eksikliğin ihalenin feshini gerektirmeyeceği, talep üzerine tamamlanabilir eksiklik niteliğinde olduğu, kaldı ki en yüksek pey süren ihale alıcısının 1. artırma tutanağında imzasının yer aldığı, 100 madde bilgilerinin toplanmamasının ihalenin geçerliliğine etkisi olmadığı, ihalenin 156.000,00 TL pey sürülmesi üzerine bu pey ile başlatılmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, bu durumun rekabet ortamının oluşmasına engel nitelikte olmadığı, pey tutanağı dikkate alındığında ihaleye yeterli katılım sağlandığı ve pey sürüldüğü, ilk ve ikinci artırım tarihleri arasında İİK 126. maddesine aykırılık bulunmadığı, taşınmaza emsallerinin çok altında değer belirlendiği iddiasının ise davacıya kıymet takdir raporunun tebliği üzerine kıymet takdirine itiraz edildiğinin iddia ve ispat edilmediği, satışın davacı borçlu yönünden kesinleşen kıymet takdiri ile belirlenen muhammen bedel esas alınarak yapıldığı, açılan davada davacının kıymet takdir raporunun ve satış ilanının tarafına usulsüz tebliğ edildiği iddiasında da bulunmadığı dikkate alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı- Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde Sulh Hukuk Mahkemesindeki vekillik durumunun satış sürecinde de devam ettiği kabul edilerek kıymet takdiri ve satış ilanının vekile tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de, dava dilekçesinde bu yönde bir iddiada bulunulmadığından HMK 357. maddesi gereğince istinaf dilekçesi ile ileri sürülen bu iddianın dinlenilmesi mümkün olmadığı, kaldı ki HMK 73. madde düzenlemesi karşısında davaya vekaletin kapsamı hükmün yerine getirilmesine ve bu işlemlerin tamamının kendisine karşı da yapılabilmesine ilişkin yetkiyi de içereceği, 30.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7343 Sayılı Kanunun geçici 18/son maddesinde "134. maddede bu maddeyi ihdas eden kanun ile yapılan değişiklikler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ilk derece mahkemeleri ve Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay'da görülmekte olan ihalenin feshi talepleri hakkında uygulanmayacağı, Ancak ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkumiyete ilişkin hüküm görülmekte olan ihalenin feshi talepleri hakkında da uygulanır." düzenlemesinin yer aldığı, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan anılan kanun değişikliği dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince takdir hakkı kullanılarak, ihale bedelinin %10'una kadar para cezası verilmesi gerekirken, %10 oranında para cezasına hükmedilmesi doğru olmadığı, İİK'nın 134/5. maddesi uyarınca dosya kapsamı, ileri sürülen fesih nedenleri ve Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi dikkate alınarak, ihale bedelinin takdiren %5'i oranında para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
Şikayetçinin ihalenin feshini istemede hukuki yararı yok ise icra mahkemesinin esasa girmeden şikayeti usulden red etmesi gerektiği ve işin esasına girilmediği için para cezasına hükmedilemeyeceği-
Taşınmazların değerinin üzerinde ihalenin yapıldığı anlaşılmakla anılan taşınmazlar yönünden zarar unsuru gerçekleşmediğinden, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı olmayıp zarar unsuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine ve koşulları oluşmadığından para cezasına yer olmadığına karar verilmesinin yerinde olduğu-
KDV oranına ilişkin olarak satış ilanı tebliğinden itibaren süresinde şikayet yoluna başvurulmadığı, kıymet taktir raporu ve satış ilanının borçlu asile bizzat tebliğ edildiği, ........... tarihinde belediyede gerekli ilanın yapıldığı, elektronik ortamda ilan yapıldığı, teklif verenin olmadığı, bu durumun da tutanak altına alındığı, Basın İlan Kurumu'nun yazısından da görüleceği üzere gazete tirajının 50.000'in üstünde olduğu, ........... tarihli satış ilanında yer alan %8 KDV oranının ........... tarihli satış ilanında %18'e çıkarıldığı iddiası yönünden yapılan incelemede 21 Mart 2019 Tarihli ve 30721 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 843 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %18 KDV oranına tabi konutlar ve işyerleri için %8 olarak uygulanan KDV oranı ...........tarihine kadar (bu tarih dahil) devam edeceğine karar verildiği, bu indirimin uzatıldığına dair başkaca bir karar olmadığından KDV oranının %18 olmasının usul ve yasaya uygun olduğu- Meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği ve kesinleştiği gerekçeleri ile 7343 sayılı Kanun’la değişik İİK’nun 134/5-3. maddesi gereğince, fesih gerekçeleri gözönünde bulundurulduğunda, şikayetin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşılmakla, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alınarak şikayetçi borçlu aleyhine hükmedilen para cezasının, ihale bedelinin % 5’ine indirilmek suretiyle mahkeme kararının HMK'nun 353/1-b-2.maddesi gereğince kaldırılmasına, ihalenin feshine yönelik şikayetin reddi ile ihale bedelinin %5'i oranında hesaplanan ............ TL para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesi gerekeceği- Yapılan ihalede, ihale bedelinin yatırılmaması nedeniyle İİK’nın 133. maddesine göre tamamlayıcı ihale yapıldığı, yapılan ihalenin usulüne uygun olduğu görülmekle birlikte İİK'nun 133. maddesine göre yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezası öngörülmemiş olup, bu hususta para cezasının uygulandığı aynı Kanun'un 134. maddesine yapılan bir atıf da bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda; başkaca fesih nedeni de olmadığından, İlk Derece Mahkemesince verilen ihalenin feshi isteminin reddine dair karar yerinde ise de şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesince; kararın bu sebeple kaldırılması ve para cezasına hükmedilmeksizin şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup , anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İpotekli taşınmaz maliki, taşınmazı takip tarihinden sonra satın alan malik olmakla birlikte dosyanın incelenmesinde; 06.04.2018 takip tarihi itibariyle mevcut asıl borçlu ve ipotekli taşınmaz malikine usulüne uygun icra emri çıkartıldığı, bu icra takibinden taşınmaz kaydına 19.04.2018 tarihinde 150/C şerhi konulduğu, şikayetçinin ipotekli taşınmazı 04.05.2018 tarihinde devraldığı- Takip başlatıldıktan ve taşınmaz kaydına 150/C şerhi konulduktan sonra ipotekli taşınmazı devralan kişiye icra emrinin tebliğine gerek olmadığı, İİK'nın 150/c uyarınca konulan şerhten sonra, taşınmazı sonra iktisap edenlere icra veya ödeme emri tebliğ olunmayacağı hüküm altına alındığından, şikayetçi yönünden ek takip talebinde bulunulmasının ya da HMK'nın 124'üncü maddesinin uygulanmasının gerekli olmadığı, bu sebebe dayalı olarak ihalenin feshinin doğru olmadığı-
Şikayetçinin, fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görüldüğünden ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Şikayetçi/borçlu aleyhine ihalenin feshi şikayeti nedeniyle, ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı göz önünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10' u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin para cezasına ilişkin iki numaralı bendinde yer alan “...%10’u oranında idari" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “ % 5’i ” ibaresinin yazılarak onanmasına-
Şikayetçi/borçlu aleyhine ihale bedelinin %1 oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı göz önünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olduğu görülmekle, Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %1'i olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin para cezasına ilişkin iki numaralı bendinde yer alan “...%1’i oranında para cezası" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “ % 5’i ” ibaresinin yazılarak onanmasına-
Muhammen bedelin üzerinde gerçekleşen satışta davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-