Haciz koydurmuş alacaklının, bir kişi ise veya birden fazla kişi olmasına rağmen alacağı ilk sırada ise, bu durumda alacağı, taşınmazın muhammen bedelinin yüzde yirmisi kadar veya ondan fazla olması halinde artırmaya katılabilmek için teminat göstermekle yükümlü olmadığı, ancak haciz koydurmuş birden fazla alacaklı varsa ve ihaleye teminatsız girmek isteyen alacaklının alacağı ilk sırada değil ise, teminat göstermekten muaf tutulabilmesi için kendisinden önce gelen alacaklıların alacak bedelinin muhammen bedelden çıkarılması sonucu kalan miktarın muhammen bedelin %20'sini karşılamasının veya üzerinde olması ve ayrıca şikayetçinin alacağının da muhammen bedelin %20'sini karşılamasının gerekeceği-
Satış ilanının, daha önce de ihalenin feshini talep eden vekile tebliğinin gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, ihalenin feshi hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı-
İhaleye konu taşınmazın ihale alıcısı tarafından 3. kişiye satılmasının ihalenin feshi isteminin incelenmesine engel olmayacağı, ancak ihalenin feshine karar verilmesi halinde bu kararın kesinleşmesinden sonra ihale konusu taşınmazın mülkiyetinin taşınmazı alıcıdan iyiniyetle iktisap eden üçüncü kişide kalmaya devam edeceği-
Taşınırın ihale bedelinin muhammen bedel ya da üzerinde olması halinde zarar unsurundan söz edilemeyeceği-
İhaleye konu olan araçlar üzerinde rehin hakkı bulunan bankanın, bu rehin hakkı ile ilgili olarak satış istemedikçe ilgili sayılmayacağından satış kararında satış ilanının tebliğine karar verilen ilgililerden de sayılmayacağı, dolayısıyla şikayetçiye satış ilanı tebliğinin gerekmeyeceği-
Satış ilanında sadece “muhtelif ezik ve çizikler mevcut” yazdığı, dosya içeriğinde ihale konusu araca ilişkin başkaca bilgiye yer verilmediği, ihale alıcısının aracın bir çok yerinin paslanmış ve çürümüş olduğu iddiasının, malın esaslı vasıflarında hataya düşürülmesi niteliğinde olmasına rağmen bu konuda inceleme yapılmadan karar verildiği görüldüğünden, mahkemece, refakate alınacak bilirkişilerle keşif icra edilip şartname ile satış ilanına göre ihale edilen aracın fiili durumunun tespit edilmesinden sonra aracın, satış ilanında belirtilen vasıfları ile uyumlu olup olmadığının belirlenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya gönderilen 135 tahliye emrinin iptali talebinde bulunmak hakkı ise sadece borçluya ait olup; şikayetçi şirketin muhatabı olmadığı tahliye emrinin iptalini istemek hakkının bulunmadığı, borçlunun taşınmazda işgalci olduğu tespit edildiğine göre, adı geçene 135 tahliye emri gönderilmesinde usul ve yasaya uymayan bir yönün bulunmadığı, kaldı ki, şikayetçi, kira sözleşmesi uyarınca kiracı sıfatını haiz olmayıp kiraya veren taşınmaz maliki olduğundan bu belgeye dayanarak işgalde haklılığını kanıtlaması ve tahliye emrinin iptali talebinde bulunmasına da yasal olarak olanak bulunmadığı-
Davacı tarafın, KDV oranının satış ilanında %1 olarak gösterildiğini satış ilanı tebliği ile 26.12.2014 tarihinde öğrendiği halde, bu tarihten itibaren İİK'nun 16. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet konusu yapmadığından, aynı nedene dayanarak ihalenin feshini talep edemeyeceği-
Satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Şikayetçiye ilânen tebliğ masrafını ödemesi için muhtıra çıkarılmasına karşın, gerek muhtıra içeriğinde, gerekse muhtıranın tebliğine ilişkin tebligat parçası üzerinde kesin süre verildiğine dair ihtarat yer almadığından HMK'nun 90 ve 94. maddelerine uygun bir kesin süre verilmediği anlaşılmakta olup, mahkemece, usulüne uygun kesin süre verilmeden buna dayanılarak hüküm tesisinin de doğru olmadığı-