İhalenin feshinin, icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebileceği, ancak; satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya bilahare vakıf olunması halinde şikayet müddetinin öğrenme tarihinden başlayacağı, bu sürenin ise her halükarda ihaleden itibaren bir seneyi geçemeyeceği-
Borçlu, şikayet dilekçesinde, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğunu ileri sürmediği halde, mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, "ihtiyati haczin daha önce kaldırılmadığı müddetçe, ihtiyati haciz alacaklısı olan şikayetçinin ihalenin feshini isteyebileceğinden aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyasında aracın satışının talep edildiği ve tasarrufun iptali ilamı ile ihaleye konu aracın borçlu adına olan kaydının iptal edildiği" gerekçesi ile "davanın kabulüne" ve "ihalenin feshine karar verildiği" görülmüşse de, şikayetçinin takipte taraf olmadığı, ihalesi yapılan menkuller üzerinde haciz alacaklısı olsa da, feshi istenilen ihale tarihinden önce, alacaklısı olduğu icra takip dosyasında satış talebinde bulunmadığı anlaşıldığından, ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı-
Satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerektiği- Satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İİK’nun 128. maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunduğu, bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerektiği- Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden satışı yapılan her taşınmaza isabet eden miktar oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek oluşacak sonuca göre İİK'nun 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerektiği- İlanda İİK'nun 126. maddesi ve devamı maddelerindeki koşullara göre ilan ve tebliğ edilmesi gerekirken, gazete ilan tarihi ile ihale tarihi arasında 1 aylık yasal süreye riayet edilmemesinin  başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu-
İhalenin feshi davalarında verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararlarının kesin olduğu, HMK'nun 20. maddesine göre, verildiği anda kesin olan görevsizlik veya yetkisizlik kararlarında, bu kararın verildiği tarihten itibaren iki hafta içinde dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenmesinin zorunlu olduğu-
6183 sayılı Yasa'nın 99. maddesinin ikinci cümlesi aynen; "İhalenin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir" hükmünü içermekte olup, icra mahkemesinin 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan görevinin sadece taşınmaz mallara ilişkin ihalenin feshine yönelik olduğu ve taşınır mallar hakkındaki ihalenin feshi şikayetlerini kapsamayacağı-
K. takdirine itiraz üzerine mahkemece verilen kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı durumlarda, icra mahkemesince itirazın incelenmeksizin reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin incelenmesi sırasında denetlenmesinin mümkün olduğu- Satış bedelinin muhammen bedelin üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği-
Satış ilanı tebliğ edilecek ilgililer satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihten sonra tapuya haciz koyduran haciz alacaklısına satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının ihalenin feshini gerektirmeyeceği-
Şikayetçinin, takibin tarafı ve tapudaki ilgililerden olmadığı gibi teminat yatırarak ihaleye giren kişilerden de olmadığı anlaşıldığından ihalenin feshini isteyemeyeceği, o halde, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğundan reddi gerekeceği- Şikayetçinin ihalenin feshi istemi aktif husumet yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekeceği-
İhale alıcısı İİK'nun 134/1. fıkrası uyarınca ihale tarihi olan 19.12.2013 tarihinde taşınmazın mülkiyetini kazanmış olup, ihale sonrasında ihale konusu malın Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile üçüncü kişi adına tesciline karar verilmiş olmasının taşınmazın niteliklerinde esaslı hata olarak değerlendirilemeyeceği, ihale alıcısının yolsuz tescil nedeni ile genel mahkemelerde dava açmak hakkının saklı olduğu-