İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi gereği, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği- Şikayetçinin tapudaki ilgililerden olmadığı bu nedenle ihalenin feshi davasının aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekirken, işin esasının incelendiğinden bahisle davanın reddi ile %10 para cezasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bağımsız bölümlerin ayrı ayrı satılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı- Satışa hazırlık aşamasında muttali olunup şikayet konusu yapılmayan usulsüzlüklerin ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği- KDV oranının %1 olarak ilan edilmiş olmakla ihale sırasında %18 oranında istendiği yönündeki iddianın ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği-
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle bildirilen adrese tebligat çıkarılmasının, tebligat iade geldikten sonra Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre aynı adrese tebligat yapılmasının gerekeceği, bu nedenle şikayetçiye ticaret sicil adresine önceden çıkarılıp iade gelen tebligat olmadan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu- “İhalenin feshine” şeklinde hüküm kurulması gerekirken “ihalenin iptaline” şeklinde hüküm kurulmasının varılan hukuki sonuca etkisi bulunmadığından bu hususun düzeltme nedeni yapılmadığı-
İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilmiş olup, taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu, bu durumda borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edilmediği de gözetildiğinde, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak bu durumda İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesinin veya usulsüz tebliğ edilmesinin de aynı hukuki sonuçları doğuracağı-
İhalenin feshine ilişkin şikayet, görevsiz veya yetkisiz icra mahkemesine yapılırsa, mahkemece evrak üzerinde inceleme ile başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde görevsizlik veya yetkisizlik kararı verileceği, bu kararların kesin olduğu-
Şikayet dilekçesi kapsamına göre; şikayetçiler vekili satış ilanı tebligatlarının usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediği halde, mahkemece şikayetçilerin dilekçelerinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Şikayetçinin, ipotek veren olarak takipte yer almışlar ise de, 08.06.2010 tarihinde başlayan takipten önce 26.03.2010 tarihinde anılan taşınmazı başkasına satmış olup satış kararı ve ihale tarihi (04.03.2014) itibariyle takipte taraf sıfatı kalmadığı ve ihaleye pey süren kişi de olmadığından ihalenin feshini isteyemeyeceği-
İcra ceza mahkemesince borçlunun 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, TMK. mad. 407 uyarınca kendisine vasi tayinine gerek olmadığı ve bu nedenle takipte İİK'nun 54. maddesinin uygulanmasının gerekmediği- Borçlunun cezaevinde iken icra müdürlüğüne hitaben yazdığı dilekçe içeriğine göre satışın yapıldığını öğrendiği ve borçlunun tahliye olduğu tarihe göre icra mahkemesine ise 7 günlük şikayet süresinden sonra yapılan ihalenin feshi isteminin süre aşımından reddi gerektiği-