Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, bu durumda borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Şikayet ihalenin feshi talebine ilişkin olup, borçlu şirket adına şirket temsilcisi veya avukat olmayan bir şahıs, ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, adli işlemler ve takipler ancak baroda kayıtlı avukatlar eli ile yürütülebileceği- Borçlu şirket adına şirket temsilcisi ya da şirket temsilcisinin avukata vereceği vekaletnameye istinaden avukat tarafından ihalenin feshinin istenebileceği gözetilmesi gerekeceğinden, şikayetin usulden reddi gerekeceği, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde davacı hakkında para cezasına hükmedilemeyeceği, bu durumda şikayetçinin ihalenin feshi istemi aktif husumet yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddedileceğinden aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Satış bedelinin, muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde zarar unsuru oluşmayacağından, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, bu durumda şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesinin talep tarihinden itibaren 20 gün içerisinde duruşma yapacağı ve taraflar gelmese bile icap eden kararın vereceği-
Satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, bu durumda borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak bu durumda İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Satışın kıymet takdirine itiraz üzerine belirlenen değer üzerinden yapılması gerekirken muhammen bedel esas alınarak yapılmış olması doğru olmadığından, mahkemece anılan taşınıra ilişkin ihalenin feshi istemin bu nedenle kabulü gerekeceği-
Şikayetçinin borçlu taşınmazın satış günü olan 10.04.2015 tarihinde ihaleden önce ihtiyati tedbir kararını dosyaya sunduğunu ve satışın durdurulmasını istediğini, ancak ihaleye devam edildiğini ileri sürerek icra müdürlüğü işlemini şikayet ettiği, şikayetçi yasal 7 günlük sürede, icra mahkemesine müracaat ettiğinden, mahkemece, şikayetçi borçlunun talebinin ihalenin feshi talebi olarak dikkate alınıp İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca duruşma açıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tebligatta, tebliğ memuru tarafından muhatabın çarşıda olduğunu beyan edenin adı ve soyadınını belirtilmediği ve imzasının alınmadığı veya imzadan çekinme durumu belirlenmeden muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığı görüldüğünden, bu hali ile satış ilanı tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu-
Sulh hukuk mahkemesince verilen ihalenin feshi isteminin kabulüne ilişkin kararın temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılamayacağı-
İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğunun anlaşıldığı, borçluya yapılan kıymet takdiri raporu tebliğinin usulüne uygun olduğu ve borçlunun süresinde itiraz etmediği de gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı-