İhalenin feshi talebinin esastan reddi halinde İİK.’nun 134/2. maddesinde; açıkça “para cezası” kavramına yer verilmiş olmasına rağmen, mahkemece bu kavram yerine “tazminat” ifadesinin kullanılmasının doğru olmadığı, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Muhatabın takip talebinde gösterilen adresine, adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilmediği hâlde tebliğ memurunun kendiliğinden Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesini uygulayarak tebliğ edildiğinin görüldüğü, satış ilanı tebliğinin bu hâli ile Tebligat Kanunu’nun 21/2 ve 23/8. maddesi ile Yönetmeliğin 16/2 maddelerine göre usulsüz olduğu, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan, borçlu yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğunun görüldüğü, şikayetçinin dava konusu ihalede ihale alıcısı olup, ihalenin feshi isteminde menfaatinin ne suretle muhtel olduğunu ispatlayamadığı, dolayısı ile bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin İİK’nun 134/8.maddesi kapsamında ihalenin feshini istemek kapsamında hukuki yararının bulunmadığı- İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Kamu düzenine ilişkin konularda taraf iradelerinden bağımsız şekilde direnme kararı verilmesinin mümkün olduğu- İhale alıcısı ihale şartlarını ve icra dairesince KDV oranının %18 olarak belirlendiğini bilerek ihaleye katıldığından, herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV oranının düzeltilmesi isteminin icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürülemeyeceği- "İhalesi yapılan taşınmazın katma değer vergisine esas niteliğinin, fiili durumunun ve net kullanım alanının belirlenmesi, ihale konusu taşınmaz hakkında uygulanacak KDV oranının ilgili kurumlardan sorulması, gerektiğinde keşif yapılmak ve konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğine" değinen Y. 12. HD. kararı yerine direnme kararının değişik gerekçe ile onanması gerektiği-
12. HD. 06.07.2021 T. E: 4583, K: 7284-
Somut olayda, ihale konusu taşınmaza ilişkin satış ilanı ve şartnamede KDV oranının %18 olarak gösterildiği, 09.02.2015 tarihli satış kararında satışa çıkarılacak mal ilanının, ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve yurt genelinde tirajı 50.000'in üzerinde yayın yapan bir gazetede yayınlattırmak suretiyle yapılmasına karar verildiği, satış ilanının 09.02.2015 tarihinde icra dairesi özel ilan tahtasında, 14.02.2015 tarihinde gazetede ve elektronik ortamda ilan edildiği, %18 olarak belirtilen KDV oranının şikâyete konu yapılmadığı, ihalede pey sürenlerin KDV oranını göz önüne alarak pey sürdükleri, taşınmazın 13.04.2015 tarihli açık artırmada şikâyetçi üçüncü kişiye ihale edildiğinin görüldüğü- Şu hâle göre ihale alıcısı ihale şartlarını ve icra dairesince KDV oranının %18 olarak belirlendiğini bilerek ihaleye katılmış ve pey sürmüş olduğundan herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV oranının düzeltilmesi isteminin icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürülemeyeceği-
Üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmış olup bu durumda, alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabilecek olsa da, İİK.nun 134/5 maddesinden kaynaklı nemaların, alacaklıya alacağının yanında ihalenin kesinleşmesine kadar tahsil edememesi nedeniyle ödenmesi gerektiği- Alacaklının ipotek limit miktarına isabet eden nemasının hesaplanarak bulunacak miktarın ödenmesi gerektiği-
İcra dosyasının incelenmesinde, dava konusu taşınmazın muhammen bedeli olan 500.000,00 TL’nin %50'si 250.000,00 TL'ye satış masrafının (kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ gideri hariç) eklenmesi ile hesap edilen 257.731,00 TL'nin, taşınmazın 257.500,00 TL olan ihale bedelinin karşılamadığının anlaşıldığı, İİK'nun 129/1. maddesi gereğince bu hususun tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gibi, mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekeceği-
İhale konusu taşınmazın köyde olması sebebiyle, köyde ilan edilmesinin, talep ve talibi arttırabileceği- Taşınmazın düşük bedelle ihale edilmiş olması (2.674.000,00 TL /alacağa mahsuben 1.342.010,00 TL ), yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ortaya koymakta olup köylerin kanunla mahalleye dönüştürülmesi, taşınmazın idari yapısına ilişkin olduğundan ve taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden, o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilanın gerekli olduğu- "Satış ilanının muhtarlığa tebliğ edildiği" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi hatalı olup "ihalenin feshi isteminin kabulüne" karar verilmesi gerektiği-
İhale konusu taşınmazın köyde olması sebebiyle, köyde ilan edilmesinin, talep ve talibi arttırabileceğinden ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkanını sağlayacağından tarafların menfaatine uygun olacağı-