Bedele dönüşen davada borçlu dışındaki davalıların tazminat miktarı kadar tüm mal varlıkları ile sorumlu olacağı- İİK 281 vd., TBK 19 ile 5411 s. K. hükümleri uyarınca teminatsız olarak taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiş olup, davanın niteliği, tasarrufun iptali davalarında ihtiyati haciz için getirilen özel düzenleme, borcun doğum tarihinin yapılan tasarruftan önce olması, davacı tarafça alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı devir yapıldığının iddia edilmesi ve tüm dosya kapsamına göre, bu iddiaların araştırılarak sonuçlandırılmasına kadar geçecek süre için ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu değerlendirilmişse de; dava konusu taşınmaz davadan önce ve cebri icra yoluyla dava dışı üçüncü kişiye satılmış olduğundan, dava konusu taşınmaz hakkında İİK 281/2 uyarınca ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, bununla birlikte davacının, tasarruf konusu taşınmazın dava dışı kişilere satılmış olması sebebiyle İİK 283/2 uyarınca nakden tazmin talebinde bulunmuş olması gözetildiğinde, söz konusu taşınmazın icra marifetiyle satışına ilişkin icra dosyası getirtilip, borçlusunun kim olduğu, icra dosyası alacaklısının satıştan ne miktar aldığı, geriye ne miktar kaldığı, artan miktar varsa sıra cetveli yapılıp yapılmadığı, sıra cetveline göre yapılan ödemeden sonra takip borçlusuna kalan miktar olup olmadığı belirlenip varsa bu tutar gözetilerek ve teminat karşılığı ihtiyati harici kararı verilmesi gerektiği-
Mahkemece yerinde bir gerekçe ile satış ilanının borçlu vekili olarak Av. .......'a tebliğ edildiği anılan tebligatın usulüne uygun olduğu kabul edildiğine ve adı geçen borçlunun ileri sürdüğü diğer fesih sebepleri de yerinde görülmediğine göre borçlunun ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile evli olan ve ihale konusu taşınmazın tapu kaydına feshi talep edilen ihaleden önce aile konutu şerhi koyduğu görüldüğünden, şikayetçinin tapu sicilindeki ilgililerden olduğu ve dolayısıyla ihalenin feshini isteyebileceği-
İhalenin feshine konu bölüm için 9.345,60 TL gazete ilan masrafı, 684,20 TL bilirkişi gideri ve memur yolluğu (kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ gideri hariç) olmak üzere 10.029,80 TL masraf yapıldığının anlaşıldığı- İcra dosyasının incelenmesinde, bölümün muhammen bedel olan 1.200.000,00 TL’nin %50'si 600.000 ,00 TL'ye satış masrafının ( kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ gideri hariç) eklenmesi ile hesap edilen 610.029,80 TL'nin, 2 nolu bağımsız bölümün 610.000,00 TL olan ihale bedelinin karşılamadığı anlaşılmış olduğundan, İİK'nun 129/1. (şimdi; 115/1) maddesi gereğince bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu gibi, mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekeceği-
İİK'nun 149/b maddesi gereğince; icra memurunun, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa 60. maddeye göre birer ödeme emri göndereceği, anılan maddede sözü edilen bu hususun, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren üçüncü kişi hakkında birlikte takip yapılmasını gerektireceği, icra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike icra emri gönderilmemesinin ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesinin yasaya aykırı olduğu, bu eksikliğin ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabileceği, bu hususun takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebileceği-
Takip borçlularından birinin vefatı üzerine mirasçılarının mirası kayıtsız şartsız reddettikleri ve alacaklı banka tarafından, tüm mirasçılar tarafından reddolunan mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinin istendiği, murisin terekesinin İİK 180 gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verildiği anlaşıldığından, şikayetçi şirketin borçlusu olduğu takip dosyalarının alacaklısı tarafından mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi istendiğinden ve borçlu sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkı olduğu-
Murisin anılan dava konusu takip dosyalarının alacaklısı olduğu, bu durumda İİK'nun 134. maddesinde belirlenen "tapudaki ilgili" sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkı olduğunun ve aynı Kanun'un 127. maddesi gereğince, satış ilanının bir suretinin tebliği gereken alakadarlardan olduğunun kabulü gerekeceği- Dosya alacaklısı murisin talimatın gönderilmesinden sonra ölmesine rağmen satış ilanının dosya alacaklısının vekiline tebliğ edildiğinin görüldüğü, takip alacaklısının satış kararının verildiği tarihten önce vefatı nedeniyle vekil ile olan vekalet sözleşmesi kendiliğinden sona erdiğinden, haciz alacaklısı şikayetçi üçüncü kişilere satış ilanı tebliğ edilmediği için ilk derece mahkemesinin şikayetin kabulü ile ihalenin feshine yönelik kararının yerinde olduğu-
İpotek takibinde yapılan şikayetin "bekletici mesele" yapılarak mahkemenin icra emrinin iptali kararı uyarınca ihalenin feshine karar verilmesinin hatalı olduğu- Takip hukukundan doğan uyuşmazlıklarda kanunda yer alan haller dışında bekletici mesele yapılamayacağı- Bekletici meseleye ilişkin hususun icra mahkemesince yorum yoluyla genişletilmesinin icra iflas hukukunun temel ilkeleri ve icra yargılamasının varlık nedeni ile bağdaşmayacağı- İpoteğin paraya çevrilmesi yol ile takipte borçlunun takibin iptalini istemli şikayeti ihalenin feshi dosyasının karar tarihi itibariyle derdest olduğu ve ihale tarihinde satışın durdurulması yönünde verilmiş bir karar bulunmadığı görüldüğünden, ihalenin gerçekleşmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Satış bedelinin muhammen bedelin altında olduğu somut olayda, ilk derece mahkemesince şikayet edenin ihalenin feshine yönelik olarak şikayet dilekçesinde belirttiği iddialarının incelenerek değerlendirildiği ve ihalenin feshini gerektiren bir neden olmadığı gerekçesi ile işin esasına girilerek istemin reddine karar verilmesine rağmen, borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Satış bedelinin muhammen bedelin altında olduğu somut olayda, ilk derece mahkemesince şikayetçi pey süren üçüncü kişinin ihalenin feshine yönelik olarak şikayet dilekçesinde belirttiği iddialarının incelenerek değerlendirildiği ve ihalenin feshini gerektiren bir neden olmadığı gerekçesi ile işin esasına girilerek istemin reddine karar verilmesine rağmen, borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-