İcra müdürlüğünün tescile hazırlık işlemi olarak tedbir kararının etkisini, tasarrufun iptali davasında tedbire karar veren mahkemeden sormasının olağan olduğu ve bunun için talep de şart olmadığı-
İlk Derece Mahkemesi’nce, ihalenin feshi istemi işin esasına girilerek reddedildiğinden, feshi istenilen ihale bedeli üzerinden % 10 oranında para cezasına hükmedilmesi yerinde ise de; şikayete konu ihale bedelleri toplamı 135.165,00 TL olup % 10’u 13.516,50 TL olmasına rağmen, infazda tereddüt yaratacak şekilde 13.516.500 TL para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
İhale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, kıymet takdir raporuna itiraz edilmediğinden kıymetin itirazsız kesinleştiğinin görüldüğü, şikayetçinin takip borçlusu olup, ihalenin feshi isteminde menfaatinin ne suretle muhtel olduğunu ispatlayamadığı, dolayısı ile bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin İİK’nun 134/8. maddesi kapsamında ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı- İİK'nın 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinin öngörüldüğü, buna rağmen İlk Derece Mahkemesi’nce, şikayetçi aleyhine ihale bedelinin % 10’u oranında para cezasına hükmolunmasının isabetsiz olduğu-
Takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemeyeceği, bu durumda borçlunun ihalenin feshi istemine konu taşınmaza yönelik meskeniyet şikayetinde bulunması üzerine, ihale tarihinde bu şikayete ilişkin temyiz incelemesinin devam ettiği görülmekle, bu husus gözetilmeksizin ihale yapılmasının İİK.'nun 364/3. maddesine göre ihalenin feshi sebebi olduğu-
Şikayetçinin ihalenin feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince, ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
"Borçlu ... ve diğerleri vekili..." şeklinde yapılan tebligattaki diğerleri ibaresinin tüm borçluları karşılayacak şekilde yeterli olduğu, dolayısıyla satış ilanı tebligatının usulüne uygun olduğu-
Esastan reddedilen ihalenin feshine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince ihale konusu iki taşınmazın değerinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmesinin yerinde olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi'nce sadece taşınmazlardan biri hakkında dava açıldığından bahisle, o taşınmazın değerinin %10'una tekabül eden miktarda para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayete konu taşınmazın muhammen bedelinin ihale bedelinin altında olduğu anlaşıldığından, zarar unsurunun gerçekleşmediği, şikayetçinin  ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, o halde istemin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği- İşin esasına girilmeden ihalenin feshi talebi reddedildiğinden, şikayetçinin para cezasına mahkûmiyeti isabetsiz olup mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Haciz tarihinden sonra taşınmazın üçüncü kişi lehine tapu iptal tescil kararı verilip kesinleşmesinin haciz tarihindeki mülkiyetin durumuna bir etkisinin olmadığı, tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapu kaydındaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm bulunmadığından bu karar sebebi ile ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, taşınmaz ihalesinde takibin tarafları dışında taşınmazı ihalede satın alan üçüncü kişilerin de menfaatinin korunması gerektiği, aksinin kabulü hâlinde ihaleye olan talep ve talip azalacağından, icra takibinin ve borçlunun sorumluluğunun etkisizleşmesine yol açacağı-
Taraflar, TBK.'nun 281. maddesinde belirtildiği üzere, kanuna ve ahlaka aykırı nitelikteki fesat nedeni olarak ileri sürdükleri maddi vakıaları, tanık dahil her türlü kanıtla ispat edebileceklerinden, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun dinlenmesini istediği tanıkların bildirilmesi sağlanarak, tanıklar dinlendikten ve varsa kamera kayıtları incelendikten sonra fesat iddiası konusunda bir değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-