Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamayacağı, bu miktarın HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi olan 2020 yılı itibariyle 72.070,00 TL olduğu- İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, sözleşmenin tarafı olan ............. Belediyesinin tüzel kişiliğinin 6360 sayılı Yasanın ilgili hükümleri gereğince 30.03.2014 tarihi itibariyle son bulması sebebiyle sözleşmenin de bu tarih itibariyle geçersiz hale geldiği gerekçesiyle davacının ancak 30.03.2014 tarihine kadar yapılması gereken ödemeleri talep edebileceği sonucuna ulaşılmış ise de, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlüğü altında olan davalı açısından bağlayacağı olan sözleşme hükmüyle, .............Belediyesinin tüzel kişiliğinin son bulması halinde dahi sözleşmeyle kararlaştırılan ödemenin yapılmaya devam edileceği kararlaştırıldığından aksi yöndeki gerekçenin isabetli olmadığı-
İş sözleşmesine dayanan uyuşmazlıkta temyize konu miktarın kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, temyiz isteminin reddi gerektiği-
Karar tarihi itibariyle temyiz sınırının "107.090,00 TL" olduğu- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu-
Erkeğe oligospermi yani sperm sayısı düşüklüğü teşhisi konulduğuna göre çocuk sahibi olmasına engel bir durum bulunmamasına yönelik değerlendirme yapılmış olmasının erkeğin tedaviye ihtiyacı olmadığı sonucunu doğurmayacağı- Tanıkların hem görgüye dayalı hem de bizzat davalı erkekten aktarım ve konuşmaları ile sabit olduğu üzere erkeğin tedaviden kaçındığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği hususları sabit olduğundan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedel tahsiline ilişkin uyuşmazlıkta HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar veya her bir paydaş için değeri 107.094,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olduğu-
Dava dilekçesinin davalıya tebliği usule aykırı olup, dilekçeler aşaması henüz tamamlanmadan mahkemece ön inceleme yapılması ve tahkikata geçilmesinde yasal olanak bulunmadığı- Mahkemece, kendisine usule uygun dava dilekçesi tebliğ edilmeyen davalı tarafça, daha sonradan davaya muttali olduğu bildirilerek sunulan cevap dilekçesinin, HMK. 136 uyarınca iki hafta içerisinde cevap verebileceği şerhi ile birlikte davacı tarafa tebliği ile dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen delillerin toplanması gerektiği-
Davacının iş sözleşmesi bakiye kıdem tutarının taleple bağlı 1.000 TL tutarının karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan tutarın altında kaldığı-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen toptan yoksulluk nafakasının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
İştirak nafakası miktarının bir yıllık tutarının karar tarihindeki kesinlik sınırı temyiz sınırı altında kaldığından davalı yönünden iştirak nafakası miktarına ilişkin kararın kesin olduğu- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın çok olduğu-