Asıl borçlu hakkında takip kesinleştikten sonra, icra kefili hakkında icra emri çıkarılabileceği (Asıl borçlu hakkındaki takibin iptali halinde, takibe kefil hakkında devam edilemeyeceği)–
Düzenlenen sıra cetvelinde, red sebebi gösterilmeden alacağın reddedilmesi halinde, sıra cetveline yönelik şikayetin süresiz olarak (İİK. 16/II, 233) yapılabileceği–
Hapis hakkının kullanılabilmesi için, alacaklının borçlunun bir malına ya da kıymetli evrakına zilyet bulunması gerektiği—
Bedeli paylaşıma konu mallar üzerinde yasaya uygun şekilde konulmuş geçerli haczi bulunmayan alacaklıya, satış bedelinden pay ayrılamayacağı–
Farklı tarihlerde uygulanmış olan ihtiyati hacizlerin aynı tarihte kesin hacze dönüşmüş olmaları halinde, satış bedelinin alacaklılar arasında garameten paylaştırılması gerekeceği–
İcra kefiline icra (veya ödeme) emri çıkarılmadan, kefil hakkında haciz yapılamayacağı–
6183 sayılı Kanun uyarınca haczedilen taşınır/taşınmaz malların belirli bir süre içinde satış istenmemesi halinde haczin düşeceğine ilişkin adı geçen kanunda özel bir hüküm bulunmadığından, İİK. 106 ve 110. hükümlerinin kamu alacakları yönünden uygulanamayacağı (Kamu alacağından dolayı «vergi alacağı, prim alacağı gibi», kamu idareleri «vergi dairesi, SSK gibi» tarafından 6183 sayılı Kanun uyarınca konulan hacizlerin, belirli süre içinde satış istenmemiş olması halinde düşmeyeceği, bu nedenle satılan taşınır/taşınmaz üzerinde daha önce konulmuş haczi bulunan bu kamu idarelerine «sıra cetveli»nde öncelikle yer verilmesi gerekeceği)–
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde, sırasına itiraz edilen -yapılan şikâyetten hukuki durumu etkilenecek olan- alacaklı ya da alacaklıların «karşı taraf» olarak gösterilmesi (eğer gösterilmemişse, icra mahkemesince «tetkik merciince» bu kişilerin duruşmaya çağırılması) gerekeceği–
Devlet dairesi hakkında, tahliye ilamının infazı için, icra müdürlüğünce mülki idare âmirliğine müzekkere yazılmasında usulsüzlük bulunmadığı–