Kamu alacağından dolayı borçluya ait taşınmazın tapu kaydına konulan haczin -ne miktardaki alacak için konulduğu haciz yazısında belirtilmemiş dahi olsa- geçerli olduğu (6183 s. Y. mad. 88)—
Olumsuz tesbit davasının reddi nedeniyle alacaklı lehine mahkemece tazminata hükmedilmiş olmasının, icra veznesine yatırılan ve tedbir kararı nedeniyle alacaklıya ödenmeyen alacağa -paranın ödenebilir hale gelmesine (ihtiyati tedbirin kalkmasına) kadar- faiz yürütülmesine engel teşkil etmeyeceği–
Aile hukukuna ilişkin ilamlar kesinleşmediğinden, boşanma ilamında yer alan ve onun eklentisi niteliğinde olan maddi/manevi tazminatların boşanma ilamı kesinleştikten sonra icraya konulabileceği, bu alacaklar için, ilamın kesinleşmesinden itibaren faiz istenebileceği–
Değişik tarihlerde uygulanan ihtiyati hacizler arasında önce kesin hacze dönüşen ihtiyati haczin «ilk haciz» olarak kabul edileceği ve diğer ihtiyati hacizlerin bu hacze -İİK. 268’deki koşullar çerçevesinde- katılabileceği - İhtiyaten haczedilen bir mal, daha sonra bir başka alacaklı tarafından ihtiyaten haczedilir ve ikinci alacaklının haczi diğer (birinci) alacaklınınkinden önce kesin hacze dönüşürse, bu alacaklının ilk hacze -aynı derecede- katılacağı (yani, paylaştırmanın garameten yapılacağı) aksi taktirde -ilk alacaklının ihtiyati haczinin daha önce kesin hacze dönüşmesi halinde ikinci- alacaklının ilk hacze katılamayacağı (ikinci sırada yer alacağı)–
Rehinli alacaklıya borcu ödeyen kefilin onun haklarına halef olacağı (BK. mad. 496; şimdi; TBK. mad. 596), ayrıca, takip yapmasına gerek kalmadan rehinli malın satılması halinde, kefile satış bedelinden öncelik tanınması gerekeceği—
7 gün gibi kısa bir sürede, icra emrine karşı icra mahkemesine itiraz etmek durumunda bulunan vasinin bunun için sulh mahkemesinden izin almasına gerek bulunmadığı–
Boşanma davasından sonra MK: 197 uyarınca verilen tedbir nafakasının, boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesi ile sona ermeyeceği, mahkeme kararı olmaksızın icra mahkemesince (tetkik merciince) nafakanın kaldırılamayacağı–
«Şikayet» teknik anlamda «dava» olmadığından, şikayet dilekçesinin de HUMK. 179’daki (şimdi; HMK. 119'daki) dava dilekçesi niteliğinde olmadığı, bu nedenle şikayet dilekçesinin HUMK. 179’daki (şimdi; HMK. 119'daki) koşulları taşımasının gerekmediği–
Haciz ettirdiği aracın bir yıllık süre içinde satışını isteyen ve satış giderini yatıran alacaklının haczinin geçerliliğini korumuş olacağı (Trafik kaydına haciz koydurduğu aracın bir yıl geçmeden satışını isteyen alacaklının haczinin düşmemiş olacağı ve sıra cetvelinde kendisine yer verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı) –
Menfi (olumsuz) tesbit konulu -menfi (olumsuz) tesbit davası sonucunda- davanın kabulüne/reddine ilişkin kararların, kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ilamda yer alan eklentilerinde aynı kurala tâbi olduğu (yani; ilamda yazılı «tazminat» ve «yargılama giderleri»nin de ilamın kesinleştiği tarihte muaccel olacağı ve bu tarihten itibaren bunlara faiz yürütülebileceği ve infaz edilebileceği)–