Faizsiz ve süresiz olarak kurulmuş olan ipoteklerde, borcun muaccel hale gelmesinin borçlunun temerrüde düşürülmesine bağlı olduğu, bu durumda borçlunun ihtar ile temerrüde düşeceği ve alacaklının ihtardan itibaren temerrüt faizi isteyebileceği -Daha önce alacaklının ihtar göndermemiş olması halinde, borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğ ile temerrüde düşeceği ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi ödemekle yükümlü olacağı–
Vekalet ücretinin, iş sahibinin (müvekkilinin) borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyeceği–
Kural olarak sadece “faiz alacağı” için takip yapılamayacağı, ancak takibin ilama dayalı olması halinde, ilk takipte alacaklı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması bile, ilama göre eksik kalan faiz alacağının her zaman talep edilebileceği–
Tasarruf Mevduat Sigorta Fonununun her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu–
Takip alacaklısının bozma üzerine verilen kararı takip dosyasına ibraz ederek, bu ilama göre yeni bir icra emri çıkarması gerekirken, bu takipten feragat etmeksizin yeni bir takip başlatamayacağı–
Hukuk davalarında olduğu gibi, icra takibinin taraflarının da ‘taraf ehliyeti’ne sahip olmaları gerektiği, yalnız gerçek ve tüzel kişilerin ‘taraf ehliyeti’ bulunduğu, taraf ehliyetine ilişkin şikayetlerin süreye bağlı olmadığı (bu nedenle ‘sosyal hizmetler çocuk esirgeme kurumu S. çocuk yuvası’, ‘Karaman 82. Yıl Devlet Hastanesi Baştabipliği’, ‘Kırşehir Sağlık Müdürlüğü’, ‘…… Milli Eğitim Müdürlüğü’, ‘Jandarma Genel Komutanlığı’, ‘Hasköy ve Hasköy Spor Tesisleri’, ‘N. Petrol E.can Akaryakıt’ adına çıkarılan ödeme emrinin geçerliliği bulunmadığı)–
Borçlunun “mirasçı olmadığını” iddia etmediği sürece, alacaklının miras bırakandan “veraset (mirasçılık) belgesi” almadan takip yapmış olmasının takibin iptaline neden olmayacağı-
Her ne kadar icra mahkemesi kararları genel hükümlere göre yapılan yargılamalar yönünden “kesin hüküm” oluşturmaz ise de, aynı konuda icra mahkemesinde verilen önceki kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın daha sonra verilmiş olan icra mahkemesi kararına karşı “kesin hüküm” sonuçlarını doğuracağı–
3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun 19/II maddesi uyarınca ilgililerin “haczedilmezlik”, “istihkak” prosedürü dışında “finansal kiralama konusu malların haciz veya iflas dışında bırakılması” isteminde bulunabilecekleri–
Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemleri, icra memurunun işlemine yönelik “şikayet” niteliğinde olduğundan, uyuşmazlığın “şikayet koşulları çerçevesinde” çözümlenmesi gerekeceği–