Borçlu yerine tebligatı alan kişinin, takipte ‘taraf sıfatı bulunmadığından yapılan tebligatın usulsüzlüğünü ileri süremeyeceği, çünkü ‘tebligatın usulsüzlüğü’ ve ‘tebliğ tarihinin düzeltilmesi’ ile ilgili başvuruları ancak tebligatın muhatabının ileri sürebileceği–
Haciz yapılan yer ile haczedilen mallarla borçlunun ilgisi bulunduğunun saptanmaması halinde, haczin İİK’nun 99. maddesi uyarınca yapılmış olduğunun kabulü gerekeceği–
Daha önce borçlulara “ödeme emri” göndermiş olan alacaklının, bu borçlulara yeniden “ödeme emri” göndermesi halinde, borçlulara ikinci kez itiraz hakkı tanımış olacağı-
İcra müdürünün alacaklının istemi üzerine istenen yere (istenen mal ya da para üzerine) haciz koymak zorunda olduğu, haczedilmek istenen şeyin/paranın “haczedilemez nitelikte olup olmadığı”na karar vermek yetkisinin, şikayet üzerine icra mahkemesine ait olduğu, bu konuda icra müdürünün bir takdir yetkisinin olmadığı (Not: Bu içtihatlar 6352 sayılı Kanunla İİK'nun 82. maddesine eklenen son fıkra uyarınca geçerliliğini yitirmiştir.)–
İcra müdürünün yapılacak şikayetlerde ‘hasım’ olarak gösterilemeyeceği- Şikayetin niteliğine göre icra mahkemesince ‘duruşma açılmasına’ karar verilmişse, tarafların duruşmaya çağrılarak gelmeseler bile icap eden kararın verilmesi gerekeceği, takipte ‘taraf’ olan alacaklının şikayette de ‘taraf olarak gösterilmesi gerekeceği–