İcra müdürünce alacaklıya veya vekile verilmiş bir mehil bulunmadığından, üstelik alacaklı daha sonra vekile usulüne uygun olarak kendi adına dava açma ve takip yapma hususunda vekaletname vermiş bu vekaletnamede icra dosyasına ibraz edilmiş olduğundan, alacaklı kendi adına başlatılmış olan takibe icazet vermiş olduğundan vekaletnamesiz vekilin yapmış olduğu bütün işlemler ve dolayısı ile başlatmış olduğu takibin geçerli hale geleceği-
Haciz talebi yasal süre içinde yapılmaz veya geri alındıktan sonra bu süre içinde yenilenmezse, takip dosyasının işlemden kaldırılacağı, fakat takibin düşmüş olmayacağı; alacaklının takibi yenilemeden veya takipten açıkça feragat etmeden aynı alacak için borçluya karşı ayrı bir takip yapması halinde borçlunun mükerrerlik iddiasını içeren şikayetinin kabul edilip takibin iptali gerekeceği-
Borçlunun, huzurunda yapılan hacizle, aleyhinde yapılan takibi öğrenmiş olacağından, “tebligatı usulsüzlüğüne” ilişkin 7 günlük şikayet süresinin haciz tarihinden itibaren başlayacağı–
TTK.nun 317. maddesinde “Anonim Şirket İdare Meclisi tarafından temsil olunur” hükmüne yer verildiği, somut olayda icra dairesine itiraz edenin TTK.nun 317 ve müteakip maddelerinde belirtilen nitelikte temsile yetkili olmayan şirket hissedarı olduğu, açıklanan nedenle icra dosyasından anılan kişinin yapmış olduğu işlemler ve tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayetinde de şirketi temsile yetkili olanlarca icazet verildiğini belgelendiremediği, icra mahkemesince icra müdürü işlemine dayanak teşkil eden İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği öncelikle tespit edildikten sonra anlaşmazlığın çözümünün gerekeceği-
İştirak nafakanın alacaklısı müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eş olduğundan, eşin de velayet hakkı küçüğün reşit (ergin) olması ile sona ereceğinden, bu tarihten sonra iştirak nafakası talep edilemeyeceği–
İİK. nun 82/1 maddesi dışındaki haczedilmezlik şikayetleri 7 günlük hak düşürücü süreye bağlı ise de doğrudan kamu düzenine ilişkin olduğundan –yürürlükten kalkmış olan- 506 s. Kanunun 121. maddesi ve 1479 s. Kanunun 67. maddesine ( ve bu hükümlerin yerini almış olan 5510 s. Kanunun 93. maddesine) dayanılarak ileri sürülen haczedilmezlik şikayetlerinin süreye bağlı olmadan ileri sürülebileceği-
İİK. hükümlerine göre; icra mahkemesince verilen ‘takibin geçici olarak durdurulmasına ilişkin kararların, HUMK.’un 101 vd. (şimdi; HMK.'nun 389 vd.) maddeleri kapsamında oluşturulmuş bir tedbir kararı niteliğinde olmadığı, bu nedenle duran takibin devamının ancak icra mahkemesince yeniden ‘takibin devamına’ ilişkin verilecek kararla mümkün olabileceği–
Âdi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından aktif ve pasif dava (takip) ehliyetinden yoksun olduğu, takibin (ve davanın) bütün ortaklar tarafından (bütün ortaklara karşı) açılması gerektiği -Adi ortaklık adına çıkartılan ödeme emrinin geçerliliği bulunmadığından adi ortaklık hakkında yapılmış olan takibin -süresiz şikayet yolu ile- iptale karar verilmesi gerekeceği-