Takip dayanağı ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşmesi gereken hallerde, ilamda yer alan (yargılama gideri ve avukatlık ücreti gibi) eklentileri ilamın kesinleştiği tarihte istenebilir hale geleceğinden, faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren istenebileceği–
İcra müdürünün alacaklının istemi üzerine istenen yere (istenen mal ya da para üzerine) haciz koymak zorunda olduğu, haczedilmek istenen şeyin/paranın “haczedilemez nitelikte olup olmadığı”na karar vermek yetkisinin, şikayet üzerine icra mahkemesine ait olduğu, bu konuda icra müdürünün bir takdir yetkisinin olmadığı (Not: Bu içtihatlar 6352 sayılı Kanunla İİK'nun 82. maddesine eklenen son fıkra uyarınca geçerliliğini yitirmiştir.)–
Kıdem tazminatı alacağına dayalı takiplerde mahkemece “hakkın doğum tarihinden itibaren birer aylık devreler halinde, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının, tarafların bildirdikleri bankalardan sorulmak suretiyle oluşacak sonuca göre” bir karar verilmesi gerekeceği–
İcra mahkemesince ilamın infaz edilebilecek kısmının yorum yolu ile belirlenemeyeceği; “yıkımın tehlike yaratacağı” hususunun icra mahkemesince dikkate alınamayacağı–
İpoteğin ‘üst sınır ipoteği’ (azami meblağ ipoteği) olması halinde borçlunun sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak sorumlu olduğu–
Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede “gecikmiş itiraz” deyimini kullanmış olmasının –hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan- yapılan başvurunun “şikayet” olarak değerlendirilmesine engel teşkil etmeyeceği–
Atık su alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin, ‘apartman genel giderleri’ ile ilgili olduğundan –Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesi gereğince- yönetimin dava ve takip ehliyeti bulunduğu bu konudaki (husumetle ilgili şikayetin kamu düzenine ilişkin olup süreye tabi olmadığı–