İİK.nun 150/ı maddesindeki düzenlemenin banka ve kredi veren kuruluşlar için getirtildiği, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı-
‘Şikayet’ medeni usul anlamında bir ‘dava’ olmadığından HMK’da düzenlenen davaya ilişkin koşullar aranmayacağı ve icra mahkemesince duruşma yapılmasına karar verilip ve taraflar duruşmaya çağırılmasına rağmen gelmeseler de karar verilmesi gerektiği (İİK. mad 18/3), yargılama sırasında vesayet altına alınan borçlunun vasisinin usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemesi sebebiyle ‘dava şartı’ yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK. mad. 150/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK.nun 62. maddesine göre şikayetçi borçlunun süresince icra dairesine borca itirazını bildirdiği ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu anlaşıldığından, bu aşamadan sonra alacaklı tarafından itirazın kaldırılması talebi ile icra mahkemesinde veya itirazın iptali talebi ile genel mahkemesinde dava açılması üzerine borçlu iddialarının tartışılması gerektiği, şikayetçi borçlunun rücu belgesine dayanılarak hakkında takip yapılamayacağı yönündeki şikayetinin bu gerekçeyle reddi gerektiği-
Alacağın tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin, alacağın muaccel olup olmadığının, ne miktarının tahsil edilebilir olduğunun, faiz miktar ve oranlarının tespitinin tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektirdiği-
Bir takipte borçlunun değiştirilmesinin veya yeni borçlu eklenmesinin mümkün olmadığı, alacaklının, böyle bir şey yapmak istiyorsa yeni bir takip talebi düzenleyerek harcını yatırmak suretiyle yeni bir takip yapmasının gerekeceği, daha sonra bu yeni takibin koşullarının bulunması halinde önceki takiple birleştirilebilmesinin mümkün olduğu-
İcra mahkemesince asıl borçlu hakkındaki takip neticelenip semeresiz kalmadan kefile müracaat edilmesinin doğru olmadığı-
Zamanaşımı hususunun, takibin kesinleşmesinden önce ise takibin şekline göre yasal sürede icra dairesinde ya da icra mahkemesinde, kesinleşmesinden sonra ise her zaman icra mahkemesinde borçlu tarafından ileri sürülmesi halinde değerlendirme konusu yapılabileceği, icra mahkemesince re’en dikkate alınmasının mümkün olmadığı-
İcra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği-
Alacağın varlığı ve miktarı 4077 sy.lı Tüketicin Korunması hakkında kanun kapsamında yargılama yapılmasının zorunlu kıldığından mahkemece şikâyetin kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurumasının isabetsiz olacağı-
Sosyal Güvenlik Kurumunun mallarının haczedilemeyeceğine ilişkin 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu 35/3 maddesinin geniş yorumlanmak suretiyle <kurum hakkında takip yapılamayacağı>düşünülerek yazılı şekilde hüküm tesis edilemeyeceği-