İİK'nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup icra kefaletine ilişkin başvuruların, ilama aykırılık iddiası niteliğinde olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-
İlam tarihi 30.01.2013 olup, borçlunun hesabına 07.05.2013 tarihinde haczin konulduğu, haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve o tarih itibariyle yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğu ve borçlu İdare'nin haczi kabil malvarlığı üzerine haciz konulabileceğinin kabulü gerekeceği-
Mirasçının tek başına alacaklı sıfatıyla takip ehliyeti olmasa da; takip kesinleşmeden, borçlunun, hakkındaki lehe sürelerden feragat ettiğini, takibin kesinleşmesini ve borcu kabul ettiğini, borcun tamamını ödeyeceğini beyan etmesi ve alacaklı vekili ile icra memuru huzurunda ödeme taahhüdü ve borç ikrarı içeren tutanağı imzalamasıyla artık bu beyanın kesin hüküm sonuçlarını doğurması karşısında, alacaklının takip ehliyetine yönelik şikayetinin reddi gerektiği-
Mahkemece diğer şikayet nedenlerinden bahisle takibin iptali isteği hakkında gerekçesi de açıklanmak suretiyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle hükmün bu yönden bozulması gerektiği-
Alacaklı vekili sadece satış talebinden vazgeçmiş olup açıkça hakkın özünden feragat etmediğinden, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İlk takibe yönelik itiraz üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nin ilamında borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiğinden, İcra Mahkemesi kararının kesinleşmesi gerekmeyeceğinden artık bu karar ile ortada bir takip olmayıp başlatılan ikinci takip mükerrer olarak kabul edilemeyeceğinden, şikayetin reddi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi hakkın kötüye kullanılması olup, hukuk düzeni tarafından korunmayacağı-
Borçlu vekilinin; 2577 Sayılı Kanun'un 58.maddesi ile değişik 28/2.maddesine yönelik şikayeti incelenip sonuca bağlandığından, ancak diğer şikayet nedeni olan icra emrinin dayanağını oluşturan İdare Mahkemesi'nin ilamının tespit hükmünde olup ilamlı icra takibi yapılamayacağına yönelik talebi hakkında Mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafın şikayeti İcra Müdürlüğü'nce ilamın infazı sırasında yapılacak işin maliyetinin hesabı için aldırılan bilirkişi raporuna itiraz olup mahkemece denetlenmesi gerekeceğinden, mahkemece işin esası incelenip sonuca gidilmesi gerekeceği-
İİK'nun 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin muhatabı olan kurumun ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından, çıkartılan birinci haciz ihbarnamesinin yok hükmünde olduğu ve iptaline yönelik başvurunun da süreye tabi olmadığı-