Mahkemece, borçluların aynı zamanda usulsüz tebligat şikayetinde bulundukları ve ödeme emri tebligatından haberdar olduklarını beyan ettikleri tarihe göre şikayetin İİK'nun 16/1. maddesine göre süresinde olduğu kabul edilerek, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, HMK'nun 209. maddesi, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi olmadığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği- Sahtelik nedeniyle cumhuriyet savcılığına yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmayıp, ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibi durdurulabileceği-
Aleyhine yapılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun, <<alacaklı şirket yetkilisinin vefat ettiği, şirketi temsile yetkili olmadığına>> ilişkin şikayetinin, ölüm halinde vekalet sözleşmesinin sona ermesi hali gerçek kişiler için düzenlendiğinden, şikayetin reddine karar verileceği-
Alacaklının öncelikle ilam borçlusu apartman yönetimi aleyhine takip başlatması gerektiği ve bu husus gözardı edilerek doğrudan kat malikleri hakkında takibe geçilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun birden fazla meskeni varsa seçimlik hakkını bu meskenlerden sadece biri için kullanabileceği-
İİK'nun 89. maddesine göre taşınmazların haczinin mümkün olmadığı ve bu konudaki şikayetin süreye tabi olmadığı- Borçlunun 3. kişiden daire talep etme hakkının bulunduğu, İİK'nun 120. maddesi gereğince yetki alarak genel mahkemeye müracaat etmek gerektiği, bu işlem yapılmadan hakkın yerine getirilmediği gerekçesiyle doğrudan 3. kişiden dairenin bedelinin istenmesinin ise İİK'nun 89 ve 120. maddeleri hükümlerine aykırılık teşkil ettiği-
İşçilik alacağı ilamında davalı olarak Tüsüz Apartman Yöneticiliği hakkında karar verildiği, takibin ise kat maliklerine karşı başlatıldığı alacaklının öncelikle ilam borçlusu Apartman Yönetimi aleyhine takip başlatması gerektiği-
Borçlunun, Yargıtay'ın düzelterek onama kararı üzerine faiz başlangıcının önceki bir tarihe çekilmesi neticesinde meydana gelen faiz farkının yanlış hesaplanarak, olması gerekenden fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
6111 sayılı Kanun kapsamında borcunu kabul eden ve ödeme yapan davalının daha sonra vekalet ücreti ve yargılama giderini takibe koymasının 6111 sayılı Yasa'ya aykırı olduğuna ilişkin düzenlemenin, Mahkemece takip dayanağı ilamın tebliğ tarihi araştırıldıktan sonra, tebliğ tarihi 6111 sayılı Yasa'nın yayım tarihinden sonra olduğu takdirde somut olaya uygulanabileceği-