3. kişinin, taraf sıfatını taşımadığı icra takip dosyasında yazılan haciz talimatının iptalini isteme hakkının bulunmadığı ve talimatta yazılı adresin ve haciz işlemi yapılan yerin kendisine ait olduğu yönündeki iddiasını, ancak İİK.'nun 96. ve bunu izleyen maddelerde düzenlenen istihkak prosedürü kapsamında ileri sürmesi gerektiği-
Kat malikleri kurulu kararları ve kesinleşmiş işletme projeleri, İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup, geçersizliği genel mahkemelerde açılacak bir dava ile kanıtlanmadığı sürece ilamsız takibe konu edilebileceği- Site yönetiminin takip konusu aidat borcu için 634 sayılı Yasanın 37. maddesine göre aidat borcu bulunanları takip etmesinde taraf sıfatı bulunduğundan, borçlu hakkında takip yapmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Fonun alacaklı olduğu takipte 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 138/4 fıkrası uyarınca itirazın satış dışında takip işlemini durdurmayacağı dikkate alınarak şikayetin reddinin gerekeceği-
Kambiyo senedine dayalı haciz yolu ile takiplerde; takibin kesinleşmesinden sonraki devrede tahakkuk etmiş zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman ileri sürebileceğinden, herhangi bir hak düşürücü süre de olmadığından, mahkemece; işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra dairesince alacaklının talebi bulunmadığı halde, borçlu aleyhine haciz işlemi tatbik edildiğinde, anılan işlemin kamu düzeniyle ilgili olduğu ve her zaman şikayet yoluna gidilebileceği-
Üçüncü kişiye gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinde istenen alacak para alacağı olduğundan, malın istihlak edilmiş veya kusurlu olunmaksızın telef olmuş olması veya malın borçluya ait olmadığı ihtimallerinin yazılmamış olmasının şekle aykırılık sayılmayacağı, şikayetin reddine karar verileceği-
Kal'e ilişkin verilen kararların kesinleşmeden icrası halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği-
6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesinin son fıkrası, icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesinin isteneceği ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanacağı, on gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işleminin alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamayacağı-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, HMK'nun 209. maddesi genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi olmadığı, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki devrede icra mahkemesine başvurarak sahtelik nedeniyle takibin durdurulmasını talep ettiği, verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı görüldüğünden, HMK 209. maddede yazılı nedenle yapılan takibin durdurulması istemine yönelik şikayetin reddi gerekeceği-
Alacaklının tabiiyetinde bulunduğu Hindistan ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olmadığı, karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak yeterli miktarda teminata karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-