Mahkemece hesap ekstreleri getirtilerek şikayete konu hesapta İller Bankası payı dışında, hesaba yatan paraların nitelikleri, mahiyeti ve kaynağı araştırılarak yatan paraların mahiyetleri itibariyle havuz hesabı teşkil edip etmediğinin belirlenmesi, kamu hizmetinde fiilen kullanılıyor olmaları halinde (bu olgu belirlendiği taktirde) haczedilemeyeceğinin kabulü gerektiği-
Mahkemece şikayetçinin takibin iptaline yönelik itirazı incelenip karar verilmiş ise de faiz itirazı konusunda olumlu olumsuz karar verilmediği görülmekle bu eksikliğin giderilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
Tarafları aynı olan ve aynı ilamdan kaynaklanan alacaklar için aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılması, usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, ayrı takip yapılmaması gerektiği- Mahkemece, "takiplerden birincisinde asıl alacak ikincisinde ise işlemiş faiz istenilmiş olması ve fer'i alacaklar için ayrı bir takip yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı" gerekçesi ile "şikayetin reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
Menfi tespit ilamının kesinleşmeden icra edilemeyeceğine dair şikayetin yedi günlük süreye tabi olduğu, şikayetin süreden reddine karar verileceği-
Haciz yetkisi icra müdürlüğüne ait olup, İİK'nın 88. maddesi uyarınca icra müdürlüğünün üçüncü kişiden ancak taşınır haczinde muhafaza isteyebileceği-
Şikayetçinin iptalini istediği müzekkerelerde yazılı alacak miktarının İİK.nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1.maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırı olan 5.440,00 TL.yi geçtiği, temyiz isteminin kabulüne karar verileceği-
Alacaklının, keşidecinin cirosundan önce cirosu bulunan lehtarı takip hakkı bulunmadığından, mahkemece, borçlunun buna ilişkin şikayetinin kabulü ile borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İpotek veren şikayetçi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, ancak İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediği, bu eksikliğin İİK'nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebileceği-
Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturulmasının iyi niyetle bağdaşmayacağı-Borçlu belediyenin banka hesabına çeşitli gelirler adı altında yatan haczi kabil paraların da bulunduğu ve hesabın sürekli işlem görüyor, sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında hesapta bulunan paraları ayırt etmenin mümkün olmadığı-
İcra takibinin dayanağı olan ilam ile davacının (takip borçlusunun) müdahalesinin men'ine ve kal'e karar verildiği anlaşıldığından, taşınmazın aynı tartışmalı olmamakla birlikte kal'e ilişkin davalar sonunda verilen kararların kesinleşmeden icrası ve daha sonra hükmün bozulması halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği-