Yabancı şirket tarafından yapılan icra takibinde; alacağın yargılama sırasında Türk vatandaşına temlik edilmesinin, takibe teminatsız devam edilebilmesi için yeterli olduğu-
İİK. mad. 120/II gereğince, borçluya ait olan tahsilatı talep etme yetkisi ve gerektiği takdirde dava veya takip yoluna başvurma hakkının kullanılmasının alacaklılara devredilmekte olduğu; burada hak sahibi takip borçlusu iken tasarruf yetkisi ve buna bağlı olarak takip yetkisinin, takip alacaklıları tarafından kullanıldığı- Şikayetçinin, yetki belgesinde geçen alacak yönünden takibe devam etme yetkisi bulunduğundan, dosya alacaklısının yaptığı feragatin, bu miktar için şikayetçi yönünden bağlayıcı kabul edilemeyeceği-
Her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İdarece alınan teminatların haczedilemeyeceği-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerektiği-
İlamda müşterek ve müteselsil olarak sorumluklarına hükmedilen borçlular hakkında usul ekonomisi gereğince takip imkanı varken dayanak ilamdaki borçluların sorumluluk miktarlarındaki sınırlamalara dikkat edilmeden mükerrer isteklere neden olacak şekilde ikinci takip dosyası üzerinden takip başlatılmasının hatalı olduğu- İptaline karar verilen icra dosyasındaki alacak kalemleri ve fer'ileri yönünden ilk takip dosyası dosyasından ek takip talepnamesi düzenlenmek suretiyle takibe devam olanağı bulunduğu-
Hükümde nafaka artış oranı olarak belirlenen miktar likit (muayyen-belirli) olmadığında, bu alacak için ilamlı icra takibi yapılamayacağı-
Sigorta hukukundan kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkin genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu kendisine gönderilen yenileme emri üzerine zamanaşımı şikayetinde bulunsa da, bu davalarda ceza zamanaşımı uygulanmayacağı-
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-Alacaklının tahsil harcından muaf olduğu şikayeti bir hakkın yerine getirilmemesi iddiasını taşıdığından, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süreye tabi olmadığı-
Faize faiz yürütülmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 121/2 (B.K 104/son) maddesi gereğince mümkün olmadığı ancak kapitale dönüşen faiz alacağının, ancak paranın faiz geliri elde etmek amacıyla ödünç verilmesi veya herhangi bir şekilde bir süre borçluda kalması üzerine faiz ödenmesinin öngörüldüğü hallerde söz konusu olabileceği- İşletilen kanuni faizin ilamda belirtilen asıl alacağa eklenemeyeceği, faiz alacağı olarak ayrıca istenebileceği ancak faize faiz istenilemeyeceğinden bu alacağa faiz hesaplanmasının mümkün olmadığı-