Alacaklının ... tarihinde satış talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce ... tarihinde satış kararı alındığı, haciz tarihi nazara alındığında alacaklının 2 yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunduğu, bu süreç sonunda ise, taşınmazın ... tarihinde ihale edildiği görüldüğü, o halde mahkemece, başka bir fesih sebebi de bulunmadığından, ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin, ancak yargılamanın tarafları arasında geçerli olacağı- Takip borçlusunun, SGK’ya haciz bildirisi neticesinde yaptığı ödemelerin, takip alacaklısına ait olan vekalet ücretini de içerdiğinin kabulü gerektiği- Mahkemece, takip borçlusunca haciz bildirisine istinaden yapıldığı iddia edilen ödemelerin değerlendirilerek, itfa itirazı yönünden, TBK.’nun 100. maddesi dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılıp karar verilmesi gerektiği-
Takipte borçlu sıfatı bulunmayan ve taraf olmayan, hakkında takip işlemi yapılmayan kişinin, taraf olmadığı icra takibi ile bu dosyada yapılan takip işlemlerine ilişkin şikayet hakkının bulunmadığı, bu durumda mahkemece anılan istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 78. maddesi gereğince, alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde haciz talebinde bulunduğuna göre, bu haczin düşmesinden sonra takibe devam edebilmek için takibin yenilenmesine ve yenileme harcı ödenmesine gerek bulunmadığı-
Taşınır mal haczinden kaynaklanan istihkak davasının kabulüne ilişkin icra mahkemesi ilamının (vekalet ücreti ve yargılama giderleri) kesinleşmeden icraya konu edilemeyeceği-
Satış bedelinin, taşınmazın en az muhammen bedeli kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabul edildiği, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği; ihalenin feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemece, duruşmada davalı vekiline HMK'nun 124/3-4. maddeleri gereğince borçlu tarafı düzeltip adına ödeme emri çıkarması için iki hafta kesin süre verilmiş ise de; davalı vekili takip talebinde taraf değişikliği yapmaksızın sadece adi ortaklığı oluşturan şirketler adına ödeme emri çıkartılmasının talep ettiğinden mahkeme ara kararının süresi içerisinde yerine getirilmediğinin anlaşıldığı, mahkemece, takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Taşınır rehni bulunmadığı halde, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılması durumunda, borçlunun İİK'nun 16. maddesine dayalı olarak şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurmasının mümkün olduğu-
Boşanma davasında verilen tedbir nafakasının, dava sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği-
Takipte 3.kişi konumunda olan şikayetçi rehin alacaklısının icra mahkemesine başvurusunda, "yediemin ücreti alacağının fazla talep etmesi" üzerine, mahkemece "icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerektiğine" karar verilmesi gerekeceği-