İcra memurunun kendiliğinden haczi kaldırma yetkisinin olmadığı, ilgilisi tarafından yapılacak şikayet üzerine, ancak icra mahkemesince taşınmaza konulan haczin kaldırılmasına karar verilebileceği-
İcra Dairesince "satış ilanının trajı yüksek olan gazetelerden birinde yayımlanmasına" karar verildiği halde, bu karara uyulmayarak 23.834 trajlı bir gazetede ilanın yapılmış olmasının, satış kararına ve İİK'nun 114/2 maddesinde öngörülen yasal düzenlemeye uygun olmaması nedeniyle -taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde dahi- bu işlemin başlı başına ihalenin feshine karar verilmesine neden olacağı-
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu-
İİK'nun 82/1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabi olacağı ve bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı - Somut olayda borçlunun yetkilisi olduğu şirkete gönderilen haciz ihbarnamesine borçlunun, 3. kişi konumunda olan şirketin yetkilisi sıfatı ile yapmış olduğu 12.05.2014 tarihli itiraz, hacizden önce olup bu itirazla hacze muttali olduğu söylenemeyeceği - Borçlunun yine haciz tarihinden evvel 21.04.2014 tarihinde icra mahkemesine yapmış olduğu borca itiraz da takibi durdurmayacağından, mahkemece borçluya gönderilen davetiye tebliğine göre süresinde olan şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği -
İİK'nun 82/1. maddesinin 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olduğu, bu sürenin öğrenme tarihinden itibaren başlayacağı -İicra dosyasının incelenmesinden borçlunun, temsilcisi olduğu şirkete 1. haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği, borçlunun, şirket temsilcisi sıfatıyla dosyaya sunduğu dilekçe ile 1. haciz ihbarnamesine 12/05/2014 tarihinde itirazda bulunduğu, icra dosyasında kendi adına sunduğu bir dilekçe veya dosyadan suret aldığına ilişkin bir kayda rastlanmadığı görüldüğünden, borçlunun anılan tarihte hacizden haberdar olduğu sonucuna varılamayacağı, mahkemece, yapılan şikayetin süresinde olduğunun kabulü ile işin esası incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği -
Yedi günlük haczedilmezlik şikayetine ilişkin sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı- Borçlunun icra müdürlüğüne yaptığı müracaat ile bu haczi öğrendiğinin kabulü ile daha sonra icra mahkemesine yaptığı meskeniyet nedenine dayalı haczedilmezlik şikayetinin, yasal yedi günlük süreden sonra yapıldığından reddi gerekeceği -
Şikayet tarihi itibariyle yasal temsilci olmayan şikayetçinin, icra mahkemesine kendi adına yaptığı başvuru ile babasının icra kefilliğinin geçersiz olduğunu ileri sürerek kefaletin iptalini istemesinin mümkün olmadığı-
Taraf ehliyeti bulunmayan adi ortaklık aleyhine takip yapılmasının usulsüz olduğu, bu husus hakkında ortaklardan her birinin süresiz şikayet hakkı olduğu, o halde, istemin kabulüne ve adi ortaklık yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK.'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olacağı, bu sürenin, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, borçlunun şikayet hakkının her haciz nedeniyle yeniden doğacağı- Somut olayda taşınmaz üzerine konulan 05.09.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu -
Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı, menfi tespit istemi ile bağlantılı olan birleşen alacak davasının da bu haliyle kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-