Şikayetçi 3. kişinin icra mahkemesine başvurusunda yaklaşık üçbin adet haciz müzekkeresinin tek bir zarf içerisinde ve toplu halde masrafları yatırılmadan kendilerine teslim edilmesine ilişkin icra müdürlüğü işleminin kaldırılmasını ve haciz müzekkerelerinin iptalini istediği ,başvurunun bu hali ile İİK'nun 16. maddesine dayalı icra müdürlüğü işlemini şikayet olup, inceleme merciinin icra mahkemesi olduğu-
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı olarak yapılan haczin kaldırılması isteminin, aynı Kanun'un 16.maddesi kapsamında şikayet olduğu, anılan şikayetin, bu maddenin 1.fıkrası uyarınca  haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu-
Borçluya gönderilen tebligat icra müdürlüğünce çıkartıldığından, borçlunun mernis adresi tespit edilmeden tebligat zarfı üzerine yanlış adres yazılarak tebliğin usulsüz hale gelmiş olması, ancak borçlunun tebliğin usulsüzlüğüne ilişkin icra mahkemesine yapacağı başvuru üzerine mahkemece incelenip sonuçlandırılacak bir husus olup , icra müdürünün, sonradan hatasını fark ederek kendiliğinden tebliğin geçersizliğine karar vermesinin doğru olmadığı-
İİK'nun 38. maddesi hükümleri icra kefaletlerinin müteselsil kefalet hükmünde olduğu ve ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi bulunduğu, icra kefilliğine ilişkin düzenlemeler ilamların icrasına ilişkin hükümlere tabi olduğu - İcra kefaletinin Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmadığından icra emri gönderilemeyeceği şikayeti, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabi olduğu-
Alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği- Bu konudaki başvurunun, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olduğu, anılan hüküm emredici nitelikte ve kamu düzeni ile ilgili olmakla, borçlunun aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca süreye bağlı olmaksızın icra mahkemesine başvuru hakkının bulunduğu-
Haciz, satılarak paraya çevrilmesi zorunlu mala değil, borçlunun üçüncü kişi bankada bulunan hesabındaki paraya konulduğunda, bu paranın satılarak paraya çevrilmesinin söz konusu olmadığı, ancak İİK'nun 106. maddesinin son fıkrasına göre borçlunun üçüncü kişilerdeki alacağının taşınır hükmünde olduğu, para alacağı haczinde satış talebi söz konusu olmadığından haczedilen paranın icra dosyasına gönderilmesi talebinin satış talebi yerine geçeceği-
İcra ve İflas Kanunu kapsamında kapak hesabına şikayetin her zaman ve ancak icra hukuk mahkemesinde yapılabileceği-
Şirketi temsile müştereken yetkili diğer ortağın, davacı şirket yetkilisi ile arasında husumet bulunduğuna göre; takip sebebiyle borçlu şirketin taşınmazlarının satışının yapılıyor olması gibi acil nitelikteki iş sebebiyle davacı ortağın tek başına dava açabilmesi gerektiğinin kabul edildiğinden, mahkemece; şikayetçi ortağa süre verilerek, şirkete kayyum tayin ettirmesi ve kayyumun da icazeti sağlandıktan sonra ihalenin feshi şikayetine devam edilmesi gerektiği-
İhyası istenen dosyanın arşivde 3 yıllık saklama süresi dolan dosyalardan olup olmadığının araştırılması gerektiği- Yöntemine uygun olarak imha edilen icra dosyalarının da ihyasının mümkün olduğu-
İhyası istenen dosyanın yangında mı yandığı, yoksa  arşivde 3 yıllık saklama süresi dolan dosyalardan mı olduğu araştırılarak, yanan dosyalar arasında ise ihyasına yasal bir engel olmadığının gözetilmesi; dosyanın saklama süresi dolan dosyalardan olduğu anlaşılırsa, 128/1 s. genelgeye uyarınca arşivde saklama süresinin dolup dolmadığı, imha tutanağının anılan süre dolduktan sonra düzenlenip düzenlenmediği ve süresinde Seka'ya gönderilip gönderilmediğinin  tetkik edilmesi gerekeceği- Yöntemine uygun olarak imha edilen icra dosyalarının ihyasının mümkün olduğu-