Borçlunun, alacaklının takip ehliyeti bulunmadığı yönündeki başvurusu şikayet niteliğinde olup, genel haciz yoluyla takipte borçlunun, icra dairesinde borca itiraz etmiş olmasının, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, takip ehliyeti yokluğu nedeniyle takibin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği-
Satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası "şikayet" niteliğinde olup, İİK'nun 16/l. maddesi gereğince 7 günlük süreye tâbi olduğundan, ileri sürülmediği takdirde mahkemece re'sen nazara alınamayacağı-
Taraf ehliyeti ile ilgili olan hususların kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu ve mahkemece re’sen nazara alınması gerekeceği, borçlunun borca itiraz ederek takibi durdurmuş olmasının, söz konusu şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
İlamın bölünerek ayrı ayrı takip yapılamayacağı- Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve böylece davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesini sağlamanın hakkın kötüye kullanılması olduğu; hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı-
Düşen hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdiri herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağından, satışa esas alınması da mümkün olmadığı, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği ve ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Adi ortaklığın ortaklarından her birinin, adi ortaklık hakkında yapılan takibe yönelik olarak şikayet haklarının bulunduğu, icra mahkemesine başvuranın adi ortaklık olması halindeyse, başvurunun aktif husumet yokluğu nedeniyle şikayetin reddi gerekeceği-
Davacının tüketici hakem heyetine başvurarak, "cep telefonunun garanti kapsamında tamir edilmediğini" ileri sürerek "bedelinin iadesini" istediği, tüketici hakem heyetinin, kararı ile "cep telefonunun bedelinin, şikayetli firma tarafından tüketiciye ödenmesi, ayıplı cihazın şikayetli firmaya iadesine" karar verildiği, karara istinaden bedelin tahsili amacıyla davacı vekili tarafından icra takibi yapıldığı, icra müdürlüğünün kararı ile "cep telefonunun, alacaklı vekilince kargo vasıtası ile borçluya gönderilmesi ve buna ilişkin kargo makbuzunun ibrazı sonrasında bedelin alacaklıya ödenmesine" karar verildiği, alacaklı vekili tarafından cep telefonunun gönderildiğine ilişkin gönderi makbuzunun dosyaya ibraz edildiği, davalı şirket tarafından ise ilgili hakem heyeti kararı uyarınca cep telefonunun iade edilmesi amacıyla, davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı uyuşmazlıkta, davacı vekilince, kendilerince cep telefonu iade edilmesine rağmen müvekkili hakkında yapılan bu icra takibinin iptali istenmiş olup, iptali istenen işlemin, icra ve iflas dairelerinin yaptığı muamelenin kanuna muhalif olmasından kaynaklandığı, talebin, koşulları bulunmamasına rağmen icra müdürlüğünce yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkin olduğu ve 4077 ve 6502 s. Kanunlardan kaynaklanmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın icra hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği-
Avukat sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin vekaletname sunarak tahliye talebinde bulunamayacağı, geçersiz olan bir tahliye talebine dayalı olarak tahliye emrinin düzenlenmiş olması, "bir hakkın yerine getirilmemesine" ilişkin olduğundan, bu hususun süresiz olarak şikayet konusu edilebileceği-
634 sayılı Kat Malikleri Kanunu'nun 20/2 maddesi gereğince ödenmeyen ortak gider borcu için alacaklı aylık %5 gecikme tazminatı talep edebilir ise de, takip talepnamesinde alacaklı takip öncesi dönem için işlemiş faiz talebinde bulunduğu ve ayrıca takipten sonraki dönem için de aylık %5 faiz talep ettiği, bu durumda, faiz alacağının 3095 sayılı yasaya göre hesaplanması gerekeceği-Mahkemece faize itirazın kaldırılması isteminin bu doğrultuda bilirkişiden ek rapor alınarak değerlendirilmesi gerekirken alacaklının gecikme tazminatı talebi olmadığı halde hatalı olarak gecikme tazminatı üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-