Ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet dışındaki tüm iddialar itiraz niteliğinde olup, itirazın icra dairesine yapılması gerektiği-
Borçlunun ölümü ile İİK. mad. 53 uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren yedi günlük sürede kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunma haklarının bulunduğu- Borçlunun vefatı nedeniyle muris yönünden haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddi yerine yargılamaya devam edilerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Muhdesatın tespiti talebinde ihtilafın taşınmazın aynıyla ilgili olmadığından, muhdesat sahibinin hakkının, sadece şahsi bir hak olduğundan (TMK mad. 722, 724, 729), bu konudaki ilamın infazı için kesinleşme koşulu aranmayacağı- 12.11.1979 tarih ve 1/3 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı uyarınca olumlu tespit davası olan kira parasının tespitine dair ilamların kesinleşmeden takibe konulamayacağı hususu istisna olmak üzere olumlu tespit ilamlarının infazı için kesinleşmeleri gerektiğine dair yasal bir düzenleme bulunmadığı-
Şikayete konu haciz işlemi, borçlunun, şikayetçi nezdinde bulunan teminatlarının haczine ilişkin olup, şikayetçi idarenin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında aldığı teminatlara haciz konulması halinde, anılan Kanunlara aykırı olan bu işlemin iptali için icra mahkemesine süresiz olarak şikayet yoluna başvurmasında hukuki yararı olduğunun kabulü gerekeceğinden, mahkemece, anılan yasa hükümleri uyarınca şikayetçi idare nezdinde bulunan borçluya ait teminatın haczi mümkün olmadığından şikayetin kabulü ile birinci haciz ihbarnamesinin “teminat bedellerine” kısmının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile iflasın ertelenmesi talebinin reddine, şirketin iflasına, İİK 179/a-b maddesine göre verilen tedbirlerin kaldırılmasına karar verildiği ve borçlunun iflasından sonra verilmiş başka bir tedbir kararının da bulunmadığı görülmekle, mahkemenin iflas kararının rehinli malların icra müdürlüğünce satışına engel olduğu yönündeki yazı cevabının sonuca etkisi bulunmadığı, o halde, mahkemece, alacaklının şikayetinin kabulü gerekeceği-
İflas idaresince İİK.'nun 16 maddesi kapsamında verilecek bir kararın icra mahkemesinde şikayet konusu yapılabileceği-
İpotekli taşınmazın maliki hakkında verilmiş iflas erteleme veya ihtiyati tedbir kararı bulunmasa da, takip, şikayetçi şirketin borçlarından dolayı ve söz konusu şirket lehine verilen ipoteğe dayalı olarak başlatıldığından borçlu şirket tarafından iflasın ertelenmesi kapsamında İİK'nun 179/a maddesi gereğince verilen ihtiyati tedbir kararı uyarınca aleyhine yapılan icra takibinin kamu düzenine aykırı olması nedeniyle iptalinin süresiz şikayete tabi olduğu-
Borçlunun, iflasın ertelenmesi davasında, İcra ve İflas Kanunu’nun 179/a maddesi kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararına aykırı takip yapıldığı iddiasının, İİK’nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayete tâbi olduğu-
Sermaye şirketleri de kurum kavramı içerisinde yer almakla, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinde yer alan istisna hükmünün, sermaye şirketlerinin borçlarına karşılık taşınmazlarının cebri icra yoluyla satılması halinde uygulanacağı-