Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir...
Borçlu yanca İİK 36.madde uyarınca icra müdürlüğüne başvuru yapılıp,teminat mektubu sunulmaması ve sonuç olarak da icranın geri bırakılması yönünde karar alınmaması halinde icra takibine devam edilmesinde ve haciz uygulanmasında aykırılık bulunmayacağı-
İİK.’nun 266. maddesi gereğince borçlunun, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartıyla ihtiyati haczi kaldırılmasını mahkemeden isteyebileceği; takibe başlandıktan sonra bu yetkinin icra mahkemesine geçeceği-
İİK'nun 36. maddesinin hem genel mahkemeler hem de icra mahkemesi tarafından İİK mad. 269 ve 276 maddelerine göre verilen tahliye kararları hakkında uygulanacağı ve borçlu kiracıdan istenecek güvence miktarının "üç aylık kira bedeli" olduğu- İcranın durdurulması için İİK 36 uyarınca icra dosyasına yatırılan güvence parasının "kira parası" olmayıp teminat niteliğinde olduğu-
Kiralar düzenli ödemesine rağmen, icra yoluyla tahliye edilmesinden dolayı tazminat talep eden davacının açtığı davada, haksız fiiller için uygulanan 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı- Tahliye, kira bedellerinin ödenmemesi nedenine dayandığından ve davacı tehiri icra teminatını yatırmamış olduğundan, davanın esası hakkındaki kararın da buna göre değerlendirmesi gerektiği-
Takip konusu edilen ilam bölümünün Yargıtayca onanması üzerine verilen tehiri icra kararı kendiliğinden kalkmış olacağından, dosya alacağı niteliğini alan teminat mektubunun tahsil edilebilir hale gelmiş olacağı ve bu nedenle dosya alacağı üzerine haciz koyan alacaklının "teminat mektubunun nakde çevrilmesi" talebinin yerinde olduğu-
İlama dayanan takibin son işlem üzerinden on yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, ancak taşınmaz mülkiyeti ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar ile şahsın ve aile hukukuna ilişkin ilamların zamanaşımına uğramayacağı-
Takip konusu edilen ilam bölümünün Yargıtayca onanması üzerine verilen tehiri icra kararı kendiliğinden kalkmış olacağından teminat mektubunun dosya alacağı niteliğini aldığından, tahsil edilebilir hale gelmiş olacağı, bu nedenle dosya alacağı üzerine haciz koyan alacaklının "teminat mektubunun nakde çevrilmesi" talebinin yerinde olacağı-
Taşınır malın değerinin ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde, icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunacağı, öncelikle, hükmolunan taşınırın değerinin, borsa veya ticaret odası bulunan yerlerde bu odalardan sorulması, olmayan yerlerde ise icra müdürü tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin edilmesi gerektiği-
Kamu bankalarının yanı sıra Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu gibi kamu tüzel kişiliği olan bir kurumun dahi ihtiyati haciz taleplerinde teminat aranmayacağı, ancak Özel kanun hükümleri ile yapılan düzenlemeler sayesinde mümkün hâle gelmişken, özel hukuk tüzel kişisi olan bir bankanın, teminat mektubunun mahiyetiyle bağdaşmayan bir yorumla teminattan muaf tutulmasının kabulünün mümkün olmayacağı-