İİK.nun 36. maddesi gereğince teminat yatırılması ile icranın geri bırakılması yönünde karar getirilmek üzere borçluya mühlet verilmesi, icra takibini olduğu yerde durduracağından, bu tarihten önce konulan hacizlerin geçerliliğini etkilemez ve hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmayacağı-
İlam temyiz edilmeden önce takibe başlandığı ve borçluya ait araç üzerine haciz konulduğu, daha sonra kararın temyiz edilmesi üzerine, tehiri icra kararı alınması amacıyla nakdi teminat yatırılarak mehil belgesi alındığı, Yargıtay'dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminatın ödeme yerine geçmeyeceği- Anılan teminat İİK'nun 36. maddede gösterilen alacaklının muhtemel zararlarına karşı alınmış teminat olduğu, mehil vesikası verilmesi ve bilahare tehiri icra kararının sunulması sadece takibi olduğu yerde durdurur, daha önce yapılmış hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağı- Mahkemece, şikayetin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüyle araç üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçi 3.kişi tarafından İİK. mad. 276 'da öngörülen nitelikte ve tahliyesi istenilen yerde bulunmasını haklı kılacak resmi bir belge sunulmadığından şikayetin reddi gerektiği-
İİK.nun 36. maddesi gereğince Yargıtay’dan “icranın geri bırakılması” yönünde karar getirmek üzere borçluya mühlet verilmesi halinde icra takibi olduğu yerde duracağından, bu tarihten önce konulan hacizlerin geçerliliğini sürdüreceği (ve icra mahkemesince “bu hacizlerin kaldırılması” doğrultusunda karar verilemeyeceği)-
İlamlı icra takibi başlatabilecek bir alacaklı ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak düşünülebileceği- İlamlı icra takibi başlatabilecek iken ilamsız icra takibine başvurulması HMK mad. 29/1'de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağından, mahkemece bu hususun re'sen nazara alınacağı-
İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı ve bu durumun kendiliğinden dikkate alınacağı-
Malın üçüncü kişinin elinde bulunması halinde istihkak davası açma yükümlülüğünün İİK. mad. 99 uyarınca üçüncü kişiye ait olduğu ve bu şekilde açılan istihkak davasının kabulü halinde temyizin icra takibine etkisi bakımından İİK. mad. 97/14 hükmü değil, ‘temyizin satıştan başka icra muamelelerini durdurmayacağına’ ilişkin İİK. mad. 364/3. hükmünün uygulanması gerektiği, istihkak davasının kabulüne ilişkin karar kesinleşmedikçe alacaklının hacizli malın satışını talep edemeyeceği, İİK. mad. 99. hükmünde 97/14. maddesi hükmünde olduğu gibi 36. maddeye atıfta bulunulmamış olduğu, İİK. mad. 36'da öngörülen prosedüre gerek olmaksızın istihkak davasının kabulüne ilişkin kararın temyizi halinde satışın İİK. mad. 364/3 uyarınca kendiliğinden durması gerekeceği, öte yandan, icra mahkemesince takibin devamı veya ertelenmesi hakkında bir karar verilmesine gerek olmaksızın üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmasının kendiliğinden takibin durması sonucunu doğuracağı, bu sonucun ise icra mahkemesinin davanın kabulüne karar vermesi ile değil ancak kararın kesinleşmesi ile ortadan kalkabileceği, başka bir deyişle, mal üzerine konulmuş olan haczin haklı olduğu, ancak istihkak davası sonucu verilen kararın kesinleşmesi üzerine anlaşılabileceği, dolayısıyla istihkak davasının kabulü ile temyiz eden üçüncü kişinin haczedilen malın satışını durdurmak için İİK'nın 36. maddesine göre teminat göstererek Yargıtay'dan icranın durdurulması kararı getirmesine gerek bulunmadığı-
Somut olayda her iki takip dosyasındaki alacak aynı ilamdan kaynaklanmakta olup bir takip dosyasında tehir-i icra kararı alınmış olmasının takas talebi için yasal bir engel oluşturmadığı-
Borçlunun alacaklı vekiline ödeme yaptığı tarihten sonra borçluya mehil verildiği, ödemenin yapıldığı tarih itibariyle alacaklının takibe devam imkanı olup, borçlunun borca mahsuben yaptığı ödemenin iadesinin gerekmeyeceği-