89/1 haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği ........... ve ........... tarihlerinde kesinleşmiş muaccel bir alacak bulunmadığının anlaşılması karşısında, İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK.’nun 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunlu olduğundan, mahkemece tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği- Dava dilekçesinde alacaklı tarafından alacak tutarının %40'ından az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi talep edildiği halde, mahkemece 89/1 haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarı üzerinden tazminata hükmedilerek, mahkemece HMK'nın 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
H.G.K.nun 7.4.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Şikayetçinin şikayet dilekçesinde, TK’nun 21/2. maddesine göre yapılmasına esas olan iade tebligatların da usulsüz olduğunu, ............. tarihinde yapılan tebligatta beyanı alınan 184 nolu komşusunun olmadığını ve tebliğ yapılan bu adreste devamlı ikamet etmediğini sadece yazlık olarak kullandığı evi olduğunu, 23.08.2019 tarihinde şikayetçinin mernis adresine yapılan tebligatta ise gerekli araştırma yapılmadan iade işleminin yapıldığını ileri sürdüğünün anlaşıldığı, o halde mahkemece; şikayetçi bila tebliğ şerhini içeren tebligat mazbatalarında belirtilen maddi olguların aksini iddia ettiğine göre yukarıda bahsi geçen H.G.K.nun 7.4.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararı uyarınca borçlunun bu iddiası ile ilgili deliller toplanarak ispatlamasına imkan tanınması, gerektiğinde zabıta araştırması da yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
3. kişi ........ Ltd. Şti.'nin, asıl borçlu .............. Tic.Ltd.Şti.'ne, 89/2. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2014 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları ile her iki şirketin 2014 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Ödeme belgeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/2. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmakla, bu sebeple ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekeceği- Borçlu şirket ......... Ltd.Şti'nin davada taraf sıfatı bulunmamasına rağmen mahkemece gerekçeli karar başlığında borçlunun davalı taraf olarak gösterilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece hükmün "5. paragrafında" vekil ile temsil edilen ve vekalet ücretine hak kazanan tarafın davalı T. İnş. Eml. Tic. Ltd. Şti olmasına rağmen sanık olan H. T. lehine"...Davalı H. T. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden...." şeklinde hüküm kurularak tereddüde yol açılmasının isabetsiz olduğu-
Davalı İSKİ'nin sorumluluğunun 89. madde kapsamında gönderilen haciz ihtarnamesindeki 220.000,00 TL. ile sınırlı olduğu, İSKİ açısından dosya alacağı miktarı 220.000,00 TL. olup, talep edilen tazminatın bu miktar olduğu, harcın bu miktar üzerinden, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki usul uygulanarak tamamlatılması gerekeceği, mahkemece yapılacak işin, talep edilen tazminat miktarını 220.000,00 TL. olarak kabul ederek, bu miktarın gerektirdiği harcın tamamlanması için müştekiye Harçlar Kanunu' nun 30. maddesindeki usule göre süre vermek ve sonucuna göre HMK. nın 150. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirerek karar vermek olması gerekeceği-
Üçüncü kişi şirketin, asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2014 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları, varsa cari hesap ekstrelerinin, kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgeleri üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten herhangi bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdir edilerek hüküm kurulması gerektiği, bu sebeple ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekeceği-
89/1 haciz ihbarnamesine itiraz eden davalı .........'ın yargılama aşamasında vefat ettiği, mahkemece davalının mirasçılarından ........'ın alınan beyanında annesi, kendisi ve üç kız kardeşinin mirası reddettiği, ancak ağabeyinin mirası reddetmemiş olduğunu belirtmesi karşısında, mahkemece davalı ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçısı ağabeyinin davaya dahil edilmeden hüküm kurulduğunun görüldüğü, ohalde, mahkemece davalı ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçısı ...........'ın davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekeceği- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/4.maddesi hükmünde öngörülen tazminatın kaynağının İİK 89/1 haciz ihbarnamesinden kaynaklanacağı ve hükmedilecek tazminat miktarının haciz ihbarnamesi ile istenen miktarı aşamayacağı, İİK'nun 89/4. maddesine göre haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle üçüncü kişinin verdiği cevabın gerçeğe aykırı olduğunun, alacaklı tarafça ispat edilmesi halinde, üçüncü kişinin haciz ihbarnamesinde belirtilen bedelle tazminata mahkum edileceği, İİK 89/4 maddesi gereğince istenebilecek tazminat miktarının üst sınırının haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarını geçemeyeceği-
İİK 89/4 uyarınca açılan tazminat davasında, ceza yargılamasına ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanamayacağı- Alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde İİK 89/4'e göre tazminat davası açması gerektiği-
Alacaklının İİK'nun 89/4. madde hükmü gereği yapmış olduğu tazminat istemi yönünden yapılacak inceleme genel hükümler gereği basit yargılama usulüne tabi olup, mahkemece HMK'nun 150. madde hükümlerinin re'sen dikkate alınması gerekeceği, davacının belirlenen duruşma günü olan ............... tarihli celsede belirlenen saatte duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı görülmekle, HMK'nun 150. maddesine istinaden dosyanın öncelikle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde İİK'nun 349/6. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödendiğinin anlaşılması halinde muhtıra gönderilerek kararı veren Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından 'yedi günlük kesin süre içinde harç ve giderin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı' hususu temyiz edene yazılı olarak bildirileceği- Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemenin kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar vereceği- Bu kararın da temyiz edilmesi halinde 432. maddenin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanacağı-
89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıstan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilmesi gerektiği- Borçlu şirkete ait ticari defterler incelenmeksizin düzenlenen ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verildiğinden, söz konusu ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerektiği-