Banka hesaplarına konulan hacizlerin (İİK 89/1) kaldırılmasına ilişkin şikâyet- Borçlunun üçüncü kişi bankadaki alacağı menkul hükmünde olup para alacağı için satış söz konusu olmadığından, paranın icra dosyasına celbi talebinin satış talebi gibi değerlendirilmesi gerektiği- Bankada bulunan paralar üzerine konulan hacizlerin İİK’nın 106-110 maddesi kapsamında kalmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilemeyeceği-
Davacının dava dilekçesinde icra dosyasında mal varlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılması talebi de mevcut olup şikayet tarihi itibariyle davacının malvarlığı üzerine hacizler konulduğu, kıymetinin de belirlenmediği görülmekle, uyuşmazlığın parasal sınıra takılmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince işin esasının incelenmesi gerektiği-
Mahkemece bozmaya uyularak ikinci alacaklılar toplantısını bitmesinin beklendiği, gerek asıl, gerek birleşen dava kabul edilerek 243.278,66 TL'nin 13.04.2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili yönünde hüküm kurulduğu, birleşen dava davalıları ............... Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. ile ................. İç ve Dış Tic. A.Ş. dava devam ederken iflas ettiklerine göre davaya kayıt kabul davası alarak bakılıp buna göre hüküm kurulması gerekirken istirdat davası olarak devam edilmesinin ve tahsil hükmü kurulmasının doğru olmadığı-
Alacaklının haciz ihbarnamesi gönderilmesi yönündeki talebi üzerine icra müdürlüğünün şikayetçinin (borçlu/üçüncü kişi) dosyada mevcut T.C. kimlik numarasından faydalanmak sureti ile doğrudan mernis adresine birinci haciz ihbarnamesi çıkarttığı, bila dönmesi üzerine 103 davet kağıdı dahil tüm tebligatların TK’nun 21/2 maddesi uyarınca yapıldığı, şikayetçinin borçlu olduğu ve haciz konulan ayrıca şikayetçinin T.C. kimlik numarasının bildirildiği diğer takip dosyasında ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin haciz ihbarnamelerinin gönderildiği adres olmadığı, dolayısıyla öncelikle bilinen adrese çıkmayan tebligat usulsüz olup 103 davet kağıdının tebliğinin TK 21/2’ye göre yapılmasının usulsüz olduğu- "Şikayetçinin borçlu olarak yer aldığı icra dosyasından şikayet konusu dosyaya gelen cevabi yazıda; (Çankaya/ANKARA) şeklinde belirsiz olarak yazıldığı, şikayetçinin somut adresinin yer almadığı, bu durumda icra müdürünün veya alacaklının adres araştırması yapma zorunluluğunun da bulunmadığı, adres kayıt sistemindeki adresi dışında bilinen bir adresi olmayan tarafın, bilinen adresinin artık adres kayıt sistemindeki adres olduğunun kabulü gerektiği, farklı bir dosyadan veya makamdan özellikle adres araştırması yapılmasının da gerekmediği" şeklindeki karşı oyun kabul edilmediği-
İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-
Davalı tarafın İİK.nın 89.maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerine istinaden davacıların dava dışı alacaklılarına olan borçlarını ödemesi, davacıların, dava dışı alacaklılara borçlu olmadıklarına ilişkin bir itirazlarının bulunmaması, davalı tarafından yapılan ödemelerin ............. İcra Müdürlüğünce gönderilen haciz tatbik edilmesi ve dosya numarası belirtilmek suretiyle icra müdürlüğüne aktarılması talebi üzerine icra müdürlüğüne transfer edileceğinin davacı tarafa bildirilmesi, davalı tarafın, davacı tarafın oluşturduğu iş ortaklığına yapmış olduğu hak ediş ödemelerinde bu durumu açıkça belirtmesi, yani davalının gönderilen haciz ihbarnameleri üzerine, dava dışı alacaklıların bir kısım alacaklarını iş ortaklığının hak edişlerinden kestiğini ve yapılan kesintilerin dava dışı alacaklılara ödendiğini bildirmesi, davacı tarafça daha önce bu konuda herhangi bir itirazda bulunulmaması gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir alacak bulunmasına rağmen, davalı 3. kişinin takip borçlusunun banka nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığına ilişkin beyanı, gerçeğe aykırı haksız bir beyan olup, tazminatın koşullarının gerçekleşmiş olduğu-
89/3 haciz ihbarnamesinin, vekil varken asile tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu ve usulsüz tebliğ tarihi esas alınarak menfi tespit davasının hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-