Şikayete konu 1. haciz ihbarnamesinin gönderildiği takip dosyasında taraf olmayan şikayetçinin, haczi talep edilen menkul niteliğindeki alacağın temlik alınmak suretiyle kendisine ait olduğunu ileri sürmesi istihkak iddiası niteliğinde olup, dilekçede şikayetten söz edilmesinin, HMK'nun 33. maddesinde yer alan “hukuki tavsifin hakime ait olduğu” kuralını değiştirmeyeceği-
İİK'nun 89/4. maddesine dayalı tazminat talebi haksız fiile dayandığından, hükmedilecek tazminat miktarının da alacaklının uğradığı zarar kadar olması gerekeceği, bu nedenle tazminat miktarının, haciz ihbarnamesi ile 3. kişiden istenen miktarı aşmaması gerekeceği-
Davacı bankaya icra dairesi tarafından gönderilen 04/02/2008, 05/03/2008 ve 17/04/2008 tarihli yazıların İİK'nın 78. maddesine göre gönderilmiş haciz müzekkereleri olduğu, İİK'nın 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz müzekkereleri nedeniyle anılan maddedeki sonuçlar doğmayacağından, diğer bir deyişle borç bankanın zimmetinde sayılmayacağından, davacının borçlu olmadığının tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunmadığı, o halde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken; İİK'nın 78. maddesine göre gönderilen haciz yazısının, İİK'nın 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi kabul edilerek, yazılı gerekçe ile davanın kabulü yönünde hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olmadığı-
Adi ortaklığa ait mevcut bir hakka veya alacağa haciz konulamayacağından İİK'nun 89/1. maddesine göre, haciz ihbarnamesi gönderilerek adi ortaklığın üçüncü kişi belediye nezdinde bulunan hakedişinin haczedilemeyeceği-
Kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen SGK Başkanlığı'nca usulüne uygun olarak yapılmış bir itiraz bulunmadığından, bu durumda alacaklının İİK'nun 89/4. maddesi kapsamında dava açmasının şartlarının oluşmadığı-
Davanın açılmasına sebebiyet vermeyen İdarenin vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı-
Üçüncü kişi, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihiten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde belirtilen yasal yedi günlük süre içinde icra mahkemesine şikayette bulunmadığından, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Usuülüne aykırı yapılan tebligatta, muhattabın bildirdiği öğrenme tarihinin esas alınacağı, beyan edilen öğrenme tarihinin aksinin yazılı bir belge ile kanıtlanebileceği- Şikayetçi şirket "İİK. mad. 89 gereğince gönderilen tebligatların F. Sinai Mahkemesi'nde yapılan yargılama sırasında öğrendiklerini", alacaklı ise, "şikayetçi şirketin, anılan davanın yargılaması sırasında bildirilen tarihten çok önce haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinden haberdar olduğunu" ileri sürdüğünden, icra mahkemesince, söz konusu dava dosyası getirtilerek ödeme tarihinin belirlenmesi ve saptanan tarihe göre  usulsüz tebliğ şikayetinin yasal sürede yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Üçüncü kişiye gönderilen İİK'nun 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresinin, İİK'nun 89. maddesinde yer alan sonuçlarını doğurmayacağı-
Şikayetçiye tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesinin Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşıldığından, şikayetçinin haciz ihbarnamesi tebliğlerinden en geç bu tarihte haberdar olmuş sayılacağı ve bu durumda icra mahkemesine yapılan başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, mahkemece " haciz ihbarnemelerinin iptali" istemiyle yapıla başvurunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-