Takip konusu ilamda; idarenin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerektiği ve 2942 s. Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 13. fıkrası -Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde- Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından, kamulaştırmasız elatmaya dayalı tazminat ilamlardan kaynaklı davalarda borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu, borçlunun banka şubesi'ne 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesine ilişkin alacaklı tarafın talebinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Her davanın (şikayetin), açıldığı tarih şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiği- Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun tüzel kişiliği mevcut olduğundan, mahkemece, işin esası incelenerek haciz ihbarnamesinin iptalini ilişkin şikayet hakkında karar verilmesi gerektiği-
Davacı banka, davalı vergi idaresinin kendisine gönderdiği haciz ihbarnamesine 6183 s. Yasa'nın 79.maddesin de belirtilen 7 günlük sürede itiraz etmediğinden borç uhtesinde sayılmışsa da, 6183 s. K. mad. 79/4. uyarınca, 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkının bulunduğu, ancak açılan bu dava, davacının hatası sonucu 7 gün içerisinde itiraz etmemesi nedeni ile açıldığından, yani, dava açılmasına kendisi sebep olduğundan, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması gerekeceği-
İcra mahkemesinin, açıkça ileri sürülmedikçe, tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı- İcra dairesinin de tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece, kendiliğinden tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu dikkate alamayacağı- İcra dairesince 2. ve 3. haciz ihbarnamesi tebligatların usulsüz yapıldığından bahisle alacaklının satış talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak, taşınmaza haciz konulan tarihten sonra ilk olarak 1000,00 TL satış avansı yatırılarak satış talep edilen tarih, 2 yıllık süreden sonra olduğundan, yasal sürede satış istenmediğinden bu gerekçe ile alacaklının satış talebinin reddi gerektiği-
İİK'nun 89. maddesinde düzenlenen "haciz ihbarnamesi" gönderilmesi alacaklının talebi ile icra müdürlüğünce yerine getirilmesi gereken bir müessese olup, icra memurunun alacaklının söz konusu isteminin yerine getirilmesi konusunda bir taktir hakkının bulunmadığı, kaldı ki üçüncü kişinin, haciz ihbarnamesine itiraz etme hakkına da sahip olduğu-
İİK'nun 89. maddesi gereği borçlunun 3. kişideki hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, 3. kişinin, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması, yok ise icra dairesine itirazlarını bildirmesi gerekeceği, bu durum 3. kişinin hukukunu ilgilendirmekte olduğundan, şikayetçinin icra müdürlüğün kararının iptalini istemekte "hukuki yararı"nın bulunduğu-
Davacı banka, davalı vergi idaresinin kendisine gönderdiği haciz ihbarnamesine 6183 s. Yasa'nın 79.maddesin de belirtilen 7 günlük sürede itiraz etmediğinden borç uhtesinde sayılmışsa da, 6183 s. K. mad. 79/4. uyarınca, 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkının bulunduğu, ancak açılan bu dava, davacının hatası sonucu 7 gün içerisinde itiraz etmemesi nedeni ile açıldığından, yani, dava açılmasına kendisi sebep olduğundan, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması gerekeceği-
Davanın açılmasına davalı İdare sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
İİK'nun 89. maddesinin 4. fıkrasındaki özel düzenleme gereğince açılan menfi tespit davalarının maktu harca tabi olduğu, mahkemece, nispi harç alınmasının yasaya uygun görülmediği, ne var ki; belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasının uygun görüldüğü-