Borçlunun bankadaki alacağının ve mevduatının haczinin, menkul haczi gibi yapılacağı, haciz tutanağı düzenlenmesi için bankaya gitmeye gerek bulunulmadığı, haciz tutanağının icra dairesinde düzenlenmesi ile borçlunun bankadaki mevduatının haczedilmiş olacağı, daha sonra bankaya «haciz ihbarnamesi» veya «haciz müzekkeresi (yazısı)» gönderilebileceği–
Birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz etmiş olan üçüncü kişiye, ikinci haciz ihbarnamesi gönderilemez ise de, borçlunun üçüncü kişide sonradan alacağının doğmuş olabileceği mümkün olduğundan, oluşan yeni duruma göre üçüncü kişiye tekrar birinci haciz ihbarnamesi gönderilebileceği–
Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmemekle davanın açılmasına davacının kendisinin sebebiyet verdiği durumlarda, dava sonunda davalının yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulamayacağı–
Birinci haciz ihbarnamesine yönelik şikayetin, bu ihbarnameyi doğrudan doğruya banka şubesine gönderen icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinin inceleyeceği–
Takip borçlunun üçüncü kişideki müstakbel alacağının haciz edilebileceği—
İİK. 89/IV uyarınca icra mahkemesinin, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halledeceği, davacı alacaklının bu davada üçüncü kişinin beyanının aksini yasal delillerle isbat edebileceği, alacaklının İİK’nun 68. maddesinde belirtilen belgelerle alacağını isbat zorunluluğunun bulunmadığı–
İİK. mad. 89/V, c: 2’de yer alan «borçluya karşı ...» sözcüklerinin, Anayasa’nın «Başlangıç» ile 10, 11, 36 ve 40. maddelerine aykırı olmadığı hk. Anayasa Mahkemesi kararı–
Üçüncü kişiye İİK. 89’daki koşulları içermeyen «haciz müzekkeresi (yazısı)» gönderilmesi ve üçüncü kişinin buna yedi gün içinde cevap vermemesi halinde borcun bankanın zimmetinde sayılmayacağı ancak bu «haciz müzekkeresi (yazısı)» üzerine bankanın borçlunun mevduatına haciz koyabileceği–
89/I’e göre çıkarılmış olan ve usulsüz tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine ilişkin tebligatın iptali isteminin «şikayet» niteliğinde olduğu, istemin reddi halinde şikayetçinin tazminatla sorumlu tutulamayacağı–
Borçlunun limited şirketteki ortaklık payının, İİK. 89’a göre doğrudan doğruya haczedilemeyeceği ancak şirket ortağı (borçluya) isabet edecek kâr payının haczedilebileceği– Not: 6102 sayılı yeni TTK. nun 133/(2) maddesinde sermaye şirketlerinde alacaklıların, borçlu ortağın senede bağlanmış veya bağlanmamış paylarının İİK. nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilecekleri açıkça öngörülmüş olduğundan bu yeni düzenleme karşısında -eski 6762 sayılı TTK. nun 522. maddesi yürürlükten kaldırılmış olduğundan- limited şirket ortağından alacaklı olan kişiler borçlu ortağın limited şirketteki payına haciz koyup sattırabileceklerinden yukarıdaki içtihatların önemi kalmamıştır-